Bugün Ortadoğu’da İsrail merkezli yaşanmakta olan gelişmelerin hedeflerini, Suriye’de bulunma nedenini DEAŞ’la mücadeleye bağlayan dostumuz, müttefikimiz, NATO ortağımız ABD’nin, PKK uzantısı YPG’yi binlerce TIR dolusu silahla donatmasının, eğitip ordulaştırmasının, “Ortadoğu’daki en büyük ortağım” diyerek alalamasının, bu terör örgütünü özgürlük savaşçıları olarak tanıtma çabalarının arka planındaki gerçek niyetleri görebilmek için, Güneri Cıvaoğlu’nun 33 yıl önce yayılanmış kehanetleşen haber/analizini, bir gazetecilik örneği olarak yeniden okumamız gerekiyor.
M. Kemal SALLI
Ortadoğu coğrafyasının İsrail merkezli olarak yeniden hareketlendiği bir dönemde gelişmelerin ne yöne evrilebileceği, bize ne gibi yansımalarının olabileceği sorgulanıyor. Aslında, 1991’de I. Körfez Savaşı’yla başlayan/başlatılan bu hareketlenmenin başlıca hedefinin, ABD’li Yahudi kökenli ideologlar tarafından kurgulanan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP/GBOP) hayata geçirmek olduğu konuşuluyordu.
Irak’ın işgali sonrasında, Obama’nın başkanlığı döneminde, dönemin ABD Dışişleri Bakanı G. Rice, BOP’un hedefinin bölgedeki 22 ülkenin haritalarını değiştirmek olduğunu söylemişti. 2003’te Irak işgal edilmiş, 2011’de estirilen “Arap Baharı” rüzgarlarıyla Suriye de parçalanma sürecine sokulmuştu.
Ortadoğu’nun yangın yerine dönüştüğü bu süreçte ABD, Irak ve Suriye’nin kuzey bölümlerinden Akdeniz’e uzanan ve Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatacak bir koridor oluşturma çabasındaydı.
Yüzyıl öncesinde hazırlanan ve I. Dünya Savaşı’nın erken noktalanmasına neden olan Rus Ekim Devrimi ve Türk Kurtuluş Savaşı dolayısıyla rafa kaldırılmak durumunda kalınan Sykes-Picot Anlaşması’nın, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve 2008 küresel ekonomik krizin narkotik etkisinden yararlanılarak, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) etiketi altında hayata geçirme hazırlıklarıydı.
Yüzlerce yıllık Kobani/Arap Pınarı’nın (Ayn el-Arap), Kamışlı’nın Rojova’ya dönüştürülmesiyle ivme kazanan gelişmelerin gerçek hedefinin “Büyük Kürdistan” görünümlü “Büyük İsrail” olduğu giderek netleşiyor. 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler şoku sonrasında, 2003’te Afganistan ve Irak’ın işgal edilmesi kararını “Haçlı Seferleri başlıyor!” sevinciyle duyuran dönemin ABD Başkanı, İsrail2e hizmet ettikleri ölçüde sevap kanacaklaarına inanan saf kan bir Evanjelistti.
ABD’NİN SURİYE’DE BULUNMA NEDENİ
Bugün Ortadoğu’da İsrail merkezli yaşanmakta olan gelişmelerin hedeflerini, Suriye’de bulunma nedenini DEAŞ’la mücadeleye bağlayan dostumuz, müttefikimiz, NATO ortağımız ABD’nin, PKK uzantısı YPG’yi binlerce TIR dolusu silahla donatmasının, eğitip ordulaştırmasının, “Ortadoğu’daki en büyük ortağım” diyerek alalamasının, bu terör örgütünü özgürlük savaşçıları olarak tanıtma çabalarının arka planındaki gerçek niyetleri görebilmek için, Güneri Cıvaoğlu’nun 33 yıl önce........