“ÖTANAZİ”

Oyunun konusu;

Halil karakterinin içinde barındırdığı İbrahim ile çatışmalarına ve melek olduğunu iddia eden ama hiç meleğe benzemeyen gizemli bir kadın karakterimizin olaylara yaklaşımına şahit olacaksınız. İkiz kardeşi İbrahim'i doğarken öldürdüğünü düşünen Halil iki kişiliği de içinde yaşıyordur. Ölüm kavramını farklı bir açıdan izlerken, renkli dialoglar ile gülmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız. Ama ölmek o kadar kolay değildir. Arafta karşısına bir melek çıkar ama melek mi yoksa şeytan mı belli olmayan bu güzel kadın onu sorgulamaya başlar. Oyunun dekoru doğum ve ölüm simgeleri gibidir. Karakterlerimiz perdeden çıktıkları her seferde başka kişilikte ve başka karaktere can vermektedir.

Performansıyla göz kamaştırıyor

1986 yılında Zeytinburnu Halk Eğitim Merkezi'nde tiyatroya ilk adımını atan Niyazi Gezer performansıyla izleyicilerini büyülemeye devam ediyor.

Niyazi Gezer Müştemilatta Şenlik Var " adlı oyunda yaşar kıldığı diyabet hastası baba rolüyle

sahnede rüzgar estirirken " Komşumu Kim Öldürdü ? "adlı oyunda emekli subay kimliğinde yine doğal içten oyunculuğunu, sempatisini ortaya koyuyor ve " Meyhanede " canlandırdığı Neyzen ile bir anda yıldızlaşıyor, hak ettiği alkışı fazlasıyla alıyordu.

1990 yılında Türk Tiyatrosu’nun önemli isimlerinden biri olan Kaan Erkam ile Oda Tiyatrosu’nu kuran Niyazi Gezer sadece oyunculuk yönüyle değil aynı zamanda kendi yazdığı ve çeşitli yazarların oyunlarında oyunculuk, yönetmenlik, yönetmen yardımcılığı yapmıştır. Gezer " Ben ve Ben " adlı oyununu yazmak için, özel izinle Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatarak, orada tedavi gören hastaları gözlemlemeyi başarmış ve bunu oyununa yansıtarak bir ilke imza atmış ve bu oyundan sonra da bir dönem psikiyatrik tedavi almıştır.

“DİKTAT” dikkat çekiyor!

Enzo Cormann'ın yazdığı, Nükhet İzel'in dilimize çevirdiği, Gökhan Doğrusoy'un yönettiği, " Diktat " adlı oyunda Hira Ogeday Erkut, Selin Türkmen başarılı yorumlara imza atmışlar.

Tripler ve Traklar arasında yaşanmış iç savaşın izleri henüz taptazedir. Bilip de söylenemeyen şeyler, hudutsuz isyanlar ve susma anları arasında Piet ve Val tam yirmi beş yıl sonra yeniden karşılaşırlar. Direnerek, başkaldırarak ya da sinerek aşmaları gereken bir eşik vardır önlerinde.

Val ve Piet geçmişleriyle yüzleşmek, açık kalmış, kanlı kangrene dönüşmüş hesapları tek tek kapatmak........

© Önce Vatan