ABD DESTEKLİ YUNANİSTAN VE GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİNİN ŞIMARIKLIKLARI…

Bu adalar kuzey Ege bölgesinden 9 ada ile 12 ada bölgesinden 14 ada toplam 23 adadır.

Yunanistan bu adalarda ilk defa 1960 yılların başında silahlandırmaya başladı ve Türkiye 1964 yılında Yunanistan'ı bu konuda protesto etti.

Sonrasında 1975 yılında Türkiye Yunanistan'ı bu adaları silahlandırdığı için Birleşmiş Milletler'e şikayet etti, nota verdi ve bu silahlandırmanın Türkiye’yi tehdit ettiğini vurguladı.

1976 yılından itibaren de bu silahlandırma daha da artarak devam etti ve bugünkü duruma geldi. Bugün mevcut durum itibariyle mesela kuzeyde bulunan Midilli Adası, güneyde Rodos Adası gibi adalarda birer Yunan tümeni var.,

Ayrıca Limni, Sakız, Sisam ve İstanköy adalarında birer tugay var.

Yine diğer adalarda da tabur ve alay seviyesinde değişik büyüklükte Yunan birlikleri bulunuyor. Tabi burada bahsedilen 23 adadan 16’sı denildi ama 23 adadan 21 tanesi silahlandırılmış durumda, daha fazla bir durum var.

O 18 ada durumu farklı. 18 ada bahsetmiş olduğumuz 23 ada dışındaki adalar. Onlar Türkiye Cumhuriyeti’ne ait ve 2004 yılından itibaren fiilen işgal edildi.

Türkiye'nin işgal edilen 18 ada ve bir kayalık üzerinde durması lazım bu adaları geri almak için öncelikle diplomatik yolların denenmesinde fayda bulunuyor.

Elimizde Lozan Antlaşması ve Paris Anlaşması var. Bu antlaşmalar belli ve burada Yunanistan'a verilen ada sayısı 14’tür fakat şu anda 18 adayı da alarak 32’ye çıkardı.

Bu anlaşmaları ortaya koyduğumuz zaman Yunanistan bu adaları terk etmek durumunda.

Geçmiş günleri bir hatırlayalım:

Geçtiğimiz yıllarda Ayasofya'nın cami haline dönüştürülmesi, Başta Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Milletvekilleri olmak üzere yurt içi ve yurtdışından gelen 350 bin kişinin Ayasofya içinde ve çevresinde Cuma namazı kılmaları Yunanistan’ı ve Kıbrıs Rum kesimini adeta çıldırttı.

Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminde yas ilan edildi ve bayraklar yarıya indi.

Diyebilirim ki: Ayasofya Bizans’ın artıkları olan Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimini ikinci defa mağlup etti ve tarihin derinliklerine gömdü.

Hele hele Oruç Reis gemisini sismik araştırma için Meis ve Rodos adası arasındaki bölgeye gönderme kararı ve diğer gemilerimizin doğalgaz ve petrol aramaları Yunanistan’ı ve Güney Kıbrıs'ı iyice çılgına çevirdi..

Yunanistan ordusunu alarma geçirerek Ege'ye savaş gemileri gönderdi.

Yunan Donanması'nın "Her türlü faaliyete karşılık vermeye hazır" olduğu, belirtilerek donanma ile birlikte Kara ve Hava........

© Önce Vatan