TRAFİĞE ÇIKMAK, AZRAİL'LE MASAYA OTURMAKLA EŞ DEĞERDE

Trafikte sürücü olmak bir alemdir.
Sizi geçmek isteyenler, sizin geçmek istedikleriniz, hoyratça yol kesenler.

Konvoy olmuş trafikte araya sıkışmış ve bir an önce kendisini oradan kurtarmaya çalışan birinin hareketleri de ayrı bir ilginçtir.

Sağdan geçip mi kurtarsam kendimi, yoksa sollasam mı ikilemindedir.

Bir de muhteşem şoförlüğünü konuşturanlar vardır. Makaslarla gider onlar. Kendilerini bir numaralı şoför ilan etmişlerdir ya, onlardan daha iyisi yoktur.

Hal böyle olunca da trafiğe çıkmak, meydan muharebesine çıkmakla eşdeğer olmaya başlıyor.

Canımız cebimizde atıyoruz kendimizi yollara. Bir karmaşa, bir kıyamet. Biz de yerimizi alıyoruz o güruh içinde. Kıran kırana aşılan yollar, geçilen kavşaklar, sıkıntıyla beklenen kırmızı ışıklar, arkada bekleyenin ani korna basmasıyla yerinden zıplayan insanlar. Daha neler neler.

Trafiğe bağlı sorunlar eskiden beri Türkiye'nin çilesi olmuştur. Bayram yoğunlukları, gidiş ve dönüş yolculukları, can ve mal kaybına yol açan kazalar hep içimizde kanayan bir yara olarak durur. Hatta yıllardır milletin başına bela olan terör ve terörden kaynaklanan can kayıplarıyla kıyaslanır, trafik kazalarındaki kayıplar.

Hatta ve hatta can kayıplarının bir kısmı da trafik........

© Önce Vatan