3 Temmuz: Fenerbahçe'nin onur ve adalet mücadelesi

Bu dava, Türk futbolunun en büyük şike skandalı olarak tarihe geçti ve kulübün geleceğini uzun süre etkiledi. Ancak bu süreç, birçok insan için aynı zamanda kişisel ve duygusal bir sınav oldu. İşte benim hikayem:

O dönemde küçücük bir kız çocuğuydum. İlerisi için kurduğum planlar şimdikinden daha farklıydı. Babamın omuzlarında ve çocukluk masallarında dinlediğim marşlar ve hikayeler ışığında Fenerbahçe’nin gücünü biliyor ve bu iftiraların gerçek olmadığını biliyordum. Fenerbahçe, sadece bir futbol kulübü değil, aynı zamanda ailemizin, dostluğun ve dayanışmanın simgesiydi. Bunun farkındaydım ve öğretmenlerim ciddi problemlerim olduğunu düşünüyordu.

Okula gittiğimde tüm arkadaşlarımın bilinçsizce yaptığı hakaretlere maruz kalıyor, ağlıyordum. Onlar, televizyonda duydukları haberlere dayanarak Fenerbahçe’ye iftiralar atıyorlardı. Bu durum, küçük bir çocuk için oldukça zorlayıcıydı. Daha önce adliyenin yolunu bilmiyordum. Bu kadar kalabalık ve gürültüye aşina değildim. Fenerbahçe’nin ta kendisi olmak ne demek o dönem öğrendim. Bu süreçte, takımımızın ne kadar büyük bir dayanışma ruhuna sahip olduğunu gördüm.

Daha sonra büyüdüm ve gazeteci oldum. Şimdi, sporun içindeysem bunun sebebi bundan sonra yapılacak haksızlıkların karşısında durabilmek ve tarafsızca haklının yanında olabilmek adına. Bu........

© Önce Vatan