Kırılmadık Ne Kaldı? - 26

Çünkü 1960 yılında ‘Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’ kurulurken, bu yeni devletin oluşumunda, hangi ülkelerin taraf olduğu, 1959-1960 Londra ve Zürih Antlaşmalarıyla belirlenmişti. Dolayısıyla AB ülkelerinin bu konuda taraf olmak istemeleri anlaşılır gibi değildi. Ama AB’yi oluşturan ülkelerin, Akdeniz’de yüzen bir uçak gemisi konumunda olan Kıbrıs adasında söz sahibi olmak istemelerinin en önemli nedeni şuydu:

Bölgede stratejik ve politik yönden güç kazanmak istemelerinin yanı sıra; adayı çevreleyen münhasır ekonomik bölgelerde son dönemde keşfedilen zengin petrol ve doğalgaz yataklarından pay kopartmanın peşinde olmak..!

Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte, ülkemizin en değerli öz kaynakları; hazır sanayi tesisleri, enerji üretim tesisleri, bankalar, sigorta şirketleri, yani kısacası ülkemizin ne kadar karlı tesisi varsa; AKP Hükümeti tarafından özelleştirme adı altında yabancı sermayeye satılmaya başlandı. Hem de Cumhuriyetimizin ilk on beş yılında tüm yoksulluklara rağmen onca emek vererek, yaratılan pek çok tesis, özelleştirme yoluyla satılma kapsamına alınmıştı.

Kaldı ki, bu tesislerin; milletimiz açısından cumhuriyet dönemimizi yansıtan psikolojik değerinin yanı sıra, tarihsel özellikleri de vardı. Ama ne bu özelliklerine bakıldılar, ne de bu tesislerde çalışan........

© Önce Vatan