Sara:
Gece yarısına doğru Ledra Palas’taki BG karargâh nöbetçi subaylığına Lefkoşa Rum kesimindeki sanayi bölgesinde bulunan BG irtibat noktasından bir ihbar geldi. Bu ihbarda, bölgedeki cephe hattındaki Rum mevzilerinde bir kazı yapıldığı tespit edilmiş. Bunu önlemek adına BG askerlerimiz bölgeye intikal etmiş, ancak Rumlar bu ikazı dinlemedikleri gibi kısa bir süre sonra da Türk tarafına taciz ateşi açmışlar. Bunun üzerine sizinkiler de tüm cephe boyunca ateşle cevap vermiş. Hatta ben çıkarken Lefkoşa’nın derinliklerini sarsan büyük bir patlama olmuştu.
Serdar Üsteğmen:
Evet, ben de o patlamayı duydum! Ne yalan söyleyeyim, senin arayacağını da bekliyordum asalında. Pekiyi, ne istiyorsun ne yapalım?
Üsteğmen Sara:
İsterseniz bölgedeki komutanlarla görüşerek, BM gözetiminde imzalanan ateş kese uymalarını isteyelim. Hem yapacağımız bu görüşme ile her iki tarafla diyalog da sağlamış oluruz. Bu diyaloğumuz sonradan yaşanabilecek benzer olayların çözümünde bize fayda sağlar. Ne dersin?
Serdar Üsteğmen biraz düşündükten sonra:
Tamam. Zaten o bölgenin Türk komutanı da sınıf arkadaşım olur. Sabah olduğunda bizimkilerle görüşür, seninle bir irtibat randevusu ayarlarım. Sen de Rum tarafının bölge komutanıyla görüşürsün. Bundan sonrası onlara kalmış bir şey diye cevapladı.
Sara oldukça rahatlamıştı. Sabahleyin yapacağı görüşmeye kadar birkaç saatte olsa uykuya ihtiyacı vardı…
Teşekkürler Serdar Üsteğmenim diyerek, irtibat noktasından ayrıldı.
BG karargâhına geldiğinde saat 04.00’ü gösteriyordu…
‘’Hemen uyumalıyım’’ diyerek odasına çıktı, yatmadan önce; karargâh nöbetçi subayına ‘’beni saat 08.00 de uyandırın’’ ricasında bulunmayı da unutmadı.
Çünkü bu tür randevulaşmalarında Serdar Üsteğmen genelde sanki saat ayarı yaparmışçasına saat tam 08.30 da onu arardı…
Aceleyle soyundu… Üniforması ve şapkasını çıkardığında sarı uzun saçları beline kadar döküldü. Deniz mavisi güzel gözleri uykudan iyice kısılmıştı. Usulca yatağına uzandı. 26 yaşın verdiği zindeliğe rağmen iyice yorgun düşmüştü. Lefkoşa’nın sabah serinliği ile titreyen güzel bedeni en nihayetinde uykuya teslim oldu…
Lefkoşa sabahları sonbaharda bir hayli serin oluyordu. Beşparmak Dağlarından kopup gelen rüzgâr, yaz sıcaklarıyla kavrulan ada halkına adeta ilaç gibi geliyordu…
İşte bu sabah da onlardan biriydi…
Yattığı odanın penceresini açık bırakan Sara, bu rüzgârın esintisiyle uyanmayı çok seviyordu. Çünkü bu rüzgâr ona Finlandiya’da bırakmış olduğu baba evini hatırlatıyor, bu esinti ruhuna iyi geliyordu. Helsinki’de yemyeşil bir ormanın içinde, güzel bir göl kenarında dedesinden kalma evindeki odasının camını da bu mevsimde açık bırakır, sabah saatlerinde esen serin rüzgârın bedenini sarıp sarmalamasıyla uyanmayı çok severdi...
Sara uyandığında saat 07.30’u gösteriyordu...
Nöbetçi subayının uyandırma telefonu çaldığında çoktan kalkmış, üniformasını özenle giymiş, sarı saçlarını güzel bir topuz, yüzüne de hafif bir makyaj yapmıştı. Gözlerine hiç dokunmadı onlar masmavi bakışlarıyla zaten doğuştan makyajlıydı…
Öyle ya, Serdar Üsteğmen ile buluşup, ateş kesin bozulduğu cephe hattındaki Türk komutanı ile görüşmeye gidecekti. İlk diyalog iyi bir görüntü ile başlamalıydı. Bu arada içini tarif edemediği bir duygu kaplamıştı. Nedeni yoktu ama içi bir tuhaftı…
Bu duygu yoğunluğu içindeyken telefonu çaldı. Telefondaki ses Serdar Üsteğmene aitti:
Günaydın Sara, iyi sabahlar. Umarım az da olsa dinlenmişsindir. Saat 09.00 da sanayi bölgesindeki BG kontrol noktasında buluşalım mı? Ben Türk tarafı ile koordinasyonu yaptım. Türk komutanı da oraya gelecek. Böylece ateş kesin neden bozulduğunu bir de ondan dinleriz. Sence uygunsa ben oraya hareket ediyorum.
Üsteğmen Sara:
Sana da günaydın Serdar Üsteğmen. Saat tam 09.00 da sanayideki BG kontrol noktasında olacağım, dedi.
Saat 08.30 gibi karargâhtan ayrıldı. Buluşma noktasına götürecek araca bindi, şoföre: ‘’Büyük Kaymaklı - Lefkoşa sanayi bölgesine giden yolu takip ederek BG kontrol noktasına’’ gitmesini söyledi. Bu yol aynı zamanda Türklerle-Rumların cephe hattını ikiye ayıran ve BG’nün devriye gezerken kullanmış olduğu güzergâhtı…
Devamı yarın
Gece Yarısı Güneşi - 3
10
2
17.05.2023
Sara:
Gece yarısına doğru Ledra Palas’taki BG karargâh nöbetçi subaylığına Lefkoşa Rum kesimindeki sanayi bölgesinde bulunan BG irtibat noktasından bir ihbar geldi. Bu ihbarda, bölgedeki cephe hattındaki Rum mevzilerinde bir kazı yapıldığı tespit edilmiş. Bunu önlemek adına BG askerlerimiz bölgeye intikal etmiş, ancak Rumlar bu ikazı dinlemedikleri gibi kısa bir süre sonra da Türk tarafına taciz ateşi açmışlar. Bunun üzerine sizinkiler de tüm cephe boyunca ateşle cevap vermiş. Hatta ben çıkarken Lefkoşa’nın derinliklerini sarsan büyük bir patlama olmuştu.
Serdar Üsteğmen:
Evet, ben de o patlamayı duydum! Ne yalan söyleyeyim, senin arayacağını da bekliyordum asalında. Pekiyi, ne istiyorsun ne yapalım?
Üsteğmen Sara:
İsterseniz bölgedeki komutanlarla görüşerek, BM gözetiminde imzalanan ateş kese uymalarını isteyelim. Hem yapacağımız bu görüşme ile her iki tarafla diyalog da sağlamış oluruz. Bu diyaloğumuz sonradan yaşanabilecek benzer olayların çözümünde bize fayda sağlar. Ne dersin?
Serdar Üsteğmen biraz düşündükten sonra:
Tamam. Zaten o bölgenin Türk komutanı da sınıf arkadaşım olur. Sabah olduğunda bizimkilerle görüşür, seninle bir irtibat randevusu ayarlarım. Sen de Rum tarafının bölge komutanıyla görüşürsün. Bundan sonrası onlara kalmış bir şey diye cevapladı.
Sara oldukça rahatlamıştı. Sabahleyin yapacağı görüşmeye kadar birkaç saatte olsa uykuya ihtiyacı........
© Önce Vatan
visit website