Sarp Üsteğmen az da olsa rahatlamıştı. Ama birliğinden iki saatliğine de olsa ayrılmanın stresti şimdiden her yanını sarmıştı. Ya o iki saatlik süreçte ateş kes bozulursa! Ya cephe hattında görevli askerlerinden birisine bir şey olursa! Bunun cevabını nasıl verecekti? Ama o kararını vermiş, her ne olursa olsun; deniz mavisi gözleriyle, sapsarı saçlarıyla parıldayan o güzel kızı mutlaka görecekti.

Habercisini çağırdı:

• Ahmet, benim savaştan sonra giydiğim kamuflaj renkli komando kıyafetimi ütület, botlarımı da boyat, sonra her ikisini de odamı getir.

Habercisi:

• Emredersiniz komutanım, dedikten sonra Sarp Üsteğmenin elbise ve botlarını da alarak hazırlık yapmak için uzaklaştı…

Sarp Üsteğmenin bu baloda giyebileceği en uygun elbisesi buydu. O Kıbrıs’ta savaş başladığı ilk gün adaya paraşütle atlamış, savaş sonrasında Türkiye’den gelen yeni komando kıyafetinin dışında bugüne değin herhangi bir sivil kıyafeti olmamıştı. Ayakkabı olarak giyebileceği bir çift de yeni komando botu vardı. ‘’Ne yapalım, beni beğenecek olan böyle beğensin. Hem savaş kıyafeti Bir Türk Subayı için en mukaddes giysidir. Gerekirse çelik başlığımı da takar, bu baloya öyle katılırım.’’ Diye mırıldandı…

Güneş Trodos Dağlarının ardında kaybolurken, gündüz saatleri sona ermiş, vakit akşama dönmüştü…

Lefkoşa’daki BG Karargâhında da Noel kutlamaları için tüm hazırlıklar yapılmış, balo salonu BG’ünde görevli askerlerin mensup oldukları orduların bayrak ve flamalarının yanı sıra, bulunabilen türlü çiçeklerle süslenmişti. Orkestranın bulunduğu sahnenin tam ortasına BM’ler flaması bu flamanın sağına Rum Cumhuriyeti Bayrağı ile Yunan bayrağı, soluna ise Türk Bayrağı asılmıştı.

Sara salonda yapılması gerekenlerin tüm ayrıntılarını kontrol ettikten sonra baloya hazırlanmak için odasına çıktı. Kalbi yerinden fırlayacak kadar heyecanlıydı. Baloda giyeceği o beyaz elbisesini çıkardı, yatağının üzerine sererek bir süre elbiseyi seyretti.

Sonra da: ‘’ Bu gece, bana onu getirecek buna tüm kalbimle inanıyorum. Ve o salona girdiğinde ben büyük bir coşkuyla ona koşacağım. Bana şans getir güzel elbisem’’ diyerek elbisesini okşadı! İçinde tanımlayamadığı bir coşku vardı. Sanki yıllardır beri beklediği prens gece yarısı salona girecek, onu kollarının arasına alarak sarayına götürecekti. Tıpkı masallardaki gibi…

Derin bir ‘’of’’ çekti. ‘’Ortada hiçbir şey yokken neler düşünüyor, neler söylüyorum ben böyle’’ diye mırıldanarak soyunmaya başladı. Artık balo için hazırlık vakti gelmişti…

Elbisesini giydi. Aynanın karşısına geçerek bir süre kendisini süzdü! Bu gecenin en güzel kadını ben olmalıyım dedikten sonra. Acaba makyaj yapsam mı diye düşündü! Ama onun makyaja ihtiyacı yoktu ki! O upuzun ipeksi saçlarıyla, masmavi gözleri, bembeyaz teniyle Finli kadınların tüm güzelliğini gözler önüne seriyordu zaten…

“Hayır, hayır hiçbir makyaj yapmayacağım. Tüm doğallığımla sadece ben ve elbisem olacak bu gece.’’ Dedikten sonra ipeksi saçlarını taramaya başladı. Sara gerçekten de bir güneş gibi parlıyordu…

Finlandiya’da yazın 73 gün boyunca batmayan güneşe; ‘’Gece Yarısı Güneşi (Midnight Sun)’’ deniyordu. Bu süreçte gökyüzü mavi ile yeşilin her türünü yansıtan ışıklarla doluşur, doğaya inanılmaz bir görüntü şöleni yansıyordu…

Bir an Sara’nın aklına bu doğa harikası geldi. Ve heyecanla ‘’Evet, evet böylesi bir güzelliği bu gece Sarp’ın gözlerini gördüğümde yaşayacağım için çok mutluyum.’’ Diye mırıldandı…

Gerçekten de bu geceye katılanların; Sarp’ın yeşil gözleriyle, Sara’nın mavi gözlerinin buluşmasıyla oluşacak duygu yoğunluğuna tanık olacakları kesindi…

Sara; Sarp Üsteğmene hem Noel, hem de bu gecenin özelliğine uygun bir hediye vermeyi düşünmüş, babasının ona çocukken hediye ettiği, yıllardır sakladığı minik mücevher kutusu içine giydiği elbisesinden kestiği bir kır çiçeği figürünü koymuş. ‘’bir gün mutlaka…’’ yazılı bir notu da içine koyduktan sonra güzelce paketlemiş, hediye paketini mavi kadife bir kurdele ile de fiyonklamıştı. Hediye paketi gerçekten de çok zarif olmuştu…

Devamı yarın

QOSHE - Gece Yarısı Güneşi - 12 - Atilla Çilingir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gece Yarısı Güneşi - 12

12 0
25.05.2023

Sarp Üsteğmen az da olsa rahatlamıştı. Ama birliğinden iki saatliğine de olsa ayrılmanın stresti şimdiden her yanını sarmıştı. Ya o iki saatlik süreçte ateş kes bozulursa! Ya cephe hattında görevli askerlerinden birisine bir şey olursa! Bunun cevabını nasıl verecekti? Ama o kararını vermiş, her ne olursa olsun; deniz mavisi gözleriyle, sapsarı saçlarıyla parıldayan o güzel kızı mutlaka görecekti.

Habercisini çağırdı:

• Ahmet, benim savaştan sonra giydiğim kamuflaj renkli komando kıyafetimi ütület, botlarımı da boyat, sonra her ikisini de odamı getir.

Habercisi:

• Emredersiniz komutanım, dedikten sonra Sarp Üsteğmenin elbise ve botlarını da alarak hazırlık yapmak için uzaklaştı…

Sarp Üsteğmenin bu baloda giyebileceği en uygun elbisesi buydu. O Kıbrıs’ta savaş başladığı ilk gün adaya paraşütle atlamış, savaş sonrasında Türkiye’den gelen yeni komando kıyafetinin dışında bugüne değin herhangi bir sivil kıyafeti olmamıştı. Ayakkabı olarak giyebileceği bir çift de yeni komando botu vardı. ‘’Ne yapalım, beni beğenecek olan böyle beğensin. Hem savaş kıyafeti Bir Türk Subayı için en mukaddes giysidir. Gerekirse çelik başlığımı da takar, bu baloya öyle katılırım.’’ Diye mırıldandı…

Güneş Trodos Dağlarının ardında kaybolurken, gündüz saatleri sona ermiş, vakit akşama dönmüştü…

Lefkoşa’daki BG Karargâhında da Noel kutlamaları için tüm........

© Önce Vatan


Get it on Google Play