Sanayicinin kazancı kime aktı: Finansman tuzağı

Ülkemizde, vergi politikaları, reel sektörü desteklemek yerine çoğu zaman üretim gücünü törpüleyen düzenlemelerle öne çıkmaktadır. Son dönemde eş zamanlı uygulanan enflasyon düzeltmesi ve “finansal gider kısıtlaması” (FGK), özellikle krediye dayalı çalışan sanayi kuruluşları için adeta “çifte vergisel baskı” yaratıyor.

ENFLASYON DÜZELTMESİ: KAĞIT ÜZERİNDE KAR

Enflasyon düzeltmesi birçok yazıma konu oldu. Bilançolardaki parasal olmayan varlıkların enflasyona göre güncellenmesini zorunlu kılıyor. Ancak bu düzeltme sonucunda ortaya çıkan değer artışları, fiilen gerçekleşmiş bir satışa dayanmadığı halde vergiye tabi tutuluyor. Yani şirketler, kasalarına girmeyen bir para ve elde etmedikleri kazanç üzerinden vergi ödemek zorunda bırakılıyor.

FİNANSAL GİDER KISITLAMASI: BORÇLA ÇALIŞANI CEZALANDIRMAK

FGK düzenlemesini de yazdım. Firmaların öz kaynaklarını aşan borçlanmalara ilişkin faiz, kur farkı, komisyon gibi giderlerin bir kısmının vergi matrahında kabul edilmemesini öngörüyor. Gerekçe olarak “şirketleri öz kaynak kullanmaya teşvik” gösterilse de, sermaye fakiri bir ülke olan Türkiye’de bu........

© OdaTV