Her imzanın bir bedeli var... Patronlar için tehlike çanları |
Ülkemizde şirket yönetimleri, çoğunluk hissedarın iradesiyle şekillenir. Türk Ticaret Kanunu azlık hissedarlara bazı haklar tanımış olsa da uygulamada bu hakların etkili biçimde kullanıldığını söylemek zordur. Gerçekte “çoğunluk kimdeyse, yönetim de ondadır”
Şirketin yönü, kültürü, stratejisi ve hatta gündelik temposu bile çoğunluğu elinde tutan ortakların anlayışıyla belirlenir. Bu durumun doğal sonucu olarak, yönetim kurulu üyeleri ve müdürler çoğu zaman bu çoğunluğun temsilcisi konumundadır. Yani yönetici, sadece şirketin karar organı değil; aynı zamanda çoğunluğun iradesinin kurumsal suretidir.
Ancak burada unutulmaması gereken bir gerçek var: yetkiyle birlikte sorumluluk da gelir. Yönetici, kararların getirdiği sonuçlardan da hukuken ve mali olarak doğrudan sorumlu hale gelir. İşte bugünün Türkiye’sinde yöneticilik, tam da bu nedenle hem bir güç hem de ağır bir sorumluluk haline gelmiştir.
YÖNETİCİ OLMANIN CAZİBESİ
Yine de yönetici olmak, belli avantajları beraberinde getirir. Öncelikle yönetim gücü, beraberinde etki ve prestij getirir. Yönetim kurulu üyesi ya da müdür sıfatı, şirketin iç işleyişinden stratejik kararlarına kadar geniş bir alanı kapsar. Bu pozisyon, iş dünyasında söz hakkı, görünürlük ve itibar kazandırır.
Mali açıdan da yönetici olmanın getirileri vardır. Yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı, toplantı ücreti, prim veya düzenli maaş ödenebilir. Ayrıca yöneticilerin iş ile bağlantılı harcamaları -seyahat, araç, temsil,........