CHP'nin yeni yolu: Bir eli Atatürk'te, diğer eli Erdoğan'da...

Kişiliği hedef alan yıkıcı tartışmalardan kurtulamıyoruz.

Sorunu çözmeye dönük yapıcı tartışma yapmayı beceremiyoruz.

CHP’den örnek vereceğim:

Parti yönetimi, 21 Kasım 2025’te yeni program taslağını kamuoyuna tanıttı. Bu taslak, 28-30 Kasım 2025’te yapılacak olan CHP 39’uncu olağan kurultayda delegelerin oyuna sunulacak.

Peki, programın tartışıldığına hiç tanık oldunuz mu? Ülkemiz, kavga, kriz, sert açıklama, polemik dışında tartışma yapılamaz hale getirildi.

Türkiye’de siyaset ilkeler yarışı değil, güç gösterisi olarak algılanıyor çünkü. Program önerisi değil, güç gösterisi merkeze konuyor. İtibarıyla “kim kimi yener” sorusu, “ne öneriyorsun” sorusunu geri plana itiyor! Tartışma değil, çatışma ödüllendiriliyor.
Oysa demokrasi kültüründe müzakere vardır, Türkiye’de çatışma ağır basıyor! Kazanan-kaybeden ikiliği, tüm tartışma zemininin üstüne oturtulmuş durumda…

Böylece, “muhalefet çözüm önerirse değil, hükümete laf yetiştirirse görünür olur” sığ anlayışı hâkim hale getirildi. Bu anlayışın hegemonya oluşturduğu siyasi hayatta CHP’nin yeni programını kim tartışır, gündeme getirir ki?

Bugün bunu tartışacağız. Ve fakat:

CHP yönetimine de “iğne” batırmadan geçmeyeyim; programı medyaya taşıyacak güçlü iletişim stratejisi uygulamadı. Mesela, metin sadeleştirilip kamuoyuna anlatılmadı. Yoksa bu mu tercih edildi?

ALKIŞLANACAK TAVIR

Program taslağında eskiden dağınık, dönemsel olan ve “yol haritası” niteliği taşımayan programlar, bu kez daha sistematik........

© OdaTV