Onlar da genel bilgilere ve ezbere dayanan “analizlerini” sunarlar, ancak nedense ne söyleyeceklerini zaten izleyiciler tahmin ediyorlardır. Burada bir seremoni vardır aslında, egemenlerin söylenmesini, izleyicilerin de duymak istedikleri cümleleri usulüne uygun şekilde ardı ardına sıralamaktır amaç. İzleyiciler kendilerinin de başkalarına aktaracakları bu kalıp söylemleri içselleştirir, rejime olan günlük ibadetlerini TV önünde yapmış olurlar.
TV’de, diğer medyada hatta akademide süregelen dış politika ayinlerindeki söylemler elbette egemenlerin o gün benimsedikleri “resmi tarihe” uygun olacaktır. İçeriğin mantıksız, mitolojik hatta sağduyunun en basit biçimlerine aykırı olması önemli değildir. Yeter ki egemenlerin propagandasına uygun olsun. Bu çerçevede resmi tarih sadece yerel yani yerli ve milli söylem değil aynı zamanda dünya egemenlerinin de uygun gördüğü uzak ve yakın dünya tarihidir.
AĞA’NIN NORMANDİYA ÇIKARMASI
Tarih anlatısı özneldir ancak ortada nesnel olgular vardır ki bunlar bize bazen tarihsel olaylara bakışımızı değiştirebilecek ipuçları sağlar. Bunlardan biri geçen 6 Haziran’da 80’inci yıldönümü kutlanan Normandiya Çıkarması ile ilgili. Başta ABD Başkanı Biden olmak üzere İkinci Dünya Savaşı’nın kazananlarının katıldığı seremonide sık sık tekrarlanan olayın o dönemki resmi adı nedense hiç dikkati çekmedi: “Operation Overlord”.
Burada önemli olan “Overlord” yani derebeyi anlamına gelen sözcüktür. “Overlord-vasal” (üst-alt ilişkileri) yani derebeylik ve ağalık bağlantıları Ortaçağ sisteminin özüdür. Normandiya çıkarmasının bir parçası olduğu 2’inci Dünya Savaşı Avrupa operasyonunun ABD için asıl anlamı dünyanın ağası olduğunu ilan etmektir. Bunun da açık ifadesi “Overlord” sözcüğüdür. Joe Biden’ın 6 Haziran’da Normandiya sahilinde attığı “demokrasiyi korumak için diktatörlükle mücadele” nutkunun gerçek değeri ise retoriktir.
Nazi Almanyası ta 11 Aralık 1941’de ABD’ye savaş ilan etmişti. ABD ise ancak 1944’de Avrupa’ya çıkarma yapmaya karar verdiyse bunun tek nedeni Hitler’in atom bombası yapmaya hazırlandığına ve New York’a ulaşabilecek güçte uçaklar imal edebileceğine dair istihbaratlardı. Çünkü ABD savaşın kendi topraklarına yayılmasını istemiyor ve herkesi savaştırıp kendi ağalığını ilan etmeyi planlıyordu. Ama sonunda bunu kendi çocuklarından da bazılarını Avrupa’da feda ederek yapmak zorunda kalmıştı.
FRANSA KURTLAR SOFRASINDA
ABD’nin asıl amacı Avrupa’ya yerleşmek ve bunun için Fransa’yı bir köprübaşı gibi kullanmaktı. Fransa, Amerika’nın bir vasalı yani yanaşması olacaktı. “Overlord” operasyonunun adı tam olarak bunu simgeliyordu: ABD Overlord yani ağaydı, Fransa ise yanaşma.
Bazılarının hâlâ savundukları, hukuk çevrelerinde çoğunluğun ise bir savaş suçu kabul ettikleri Hiroşima ve Nagazaki atom bombalarının asıl amacı da ABD’nin üstünlüğünü kabul ettirmekti. ABD ordusu Rusya’ya “bizde atom bombası var ve gerektiğinde kullanıyoruz” mesajını vermek istiyordu. Amerikalı yetkililer Rusya ve Japonya arasında ayrı bir barış anlaşması yapılmadan önce Japonya’nın ABD’ye diz çökmesini sağlamayı acil bir görev olarak görüyorlardı. Politik oyunlar bir yana bugün kendisini dünyaya ahlak ve demokrasi dersleri vermeye yetkili gören örneğin bir “Le Monde” gazetesi on binlerce kişi can verirken “bilimsel bir devrim oldu, Amerikalılar ilk atom bombasını Japonya’ya attılar” yazabiliyordu.
ABD’nin Fransa’daki amacı ise bu ülkeyi doğrudan yönetmekti. Bunu da........