Savaş güdülerinin tatmin aracı: Spor... Paralı asker takımları
Şaka bir yana, gerçek tahminimi, ki çoğunluğun düşündüğünden pek farklı değil, yazının sonunda açıklayacağım.
Şimdi turnuvanın bugüne kadarki seyrinden aykırı notlar:
PARALI ASKER TAKIMLARI
“Milli” takımlarındaki oyuncu yapısı ülke demografisine hiç uymayan takımlar var yine sahada. Bunların başında İsviçre geliyor. Takımdaki yabancı kökenli oranı İsviçre’deki yabancı oranından çok çok fazla. Bu açıkça “milli” futbola paralı asker sokmaktır. Sporun sözde temizliğine, futbolun “adaleti”ne zıt bir durum. Zengin ülkeler parayla adam tutuyor, öteki ülkelerin bu şansı zayıf. Fransa, Hollanda, Belçika “fair-play”i bu yönde bozan öteki ülkeler.
Paralı asker kavramını bilerek kullandım. Birçok önemli yazar, “Waterloo savaşı Eton’un spor sahalarında kazanıldı” diyen Wellington Dükü’nden başlayarak sporu savaşın bir parçası saymışlar. Ya savaşa hazırlık etkinliği ya da savaş yokken savaşma güdülerini tatmin aracı olarak.
Gelenek arenalardan beri devam ediyor. Spor, şiddet, savaş ve eğlence hep iç içedir. Kendisi spor yapmayan büyük kitlelerin seyirlik sporlara çılgınca ilgisini hep eleştiririz. Fakat tüm yönleriyle insan doğasının yansımasıdır bu, yani doğal bir olgudur.
HAKEM HATALARI VE SÜREKLİ DEĞİŞEN OYUN KURALLARI
“Futbolun Psikiyatrisi” (Sporun Psikolojisi ve Psikiyatrisi) adlı kitabımda oyun kuralları ve hakem hatalarına özel bir bölüm ayırmıştım. Hakem hatalarının kaçınılmaz olduğunu, oyun kuralları değiştikçe hataların azalmadığını, hatta arttığını uzun uzun irdelemiştim. İnsanın karıştığı her yerde hata kaçınılmazdır, ayrıca bilinçli kayırma da kaçınılmazdır ve bu da futbolun iktidarınca istenen bir durumdur.
Bu arada bu bahsettiğim kitap (2005 baskı, 478 sayfa, piyasada yok) alanındaki ilk ve tek kitaptı. Şimdiye dek 40’dan fazla bilimsel yayında........
© OdaTV
visit website