Gazeteci Hadi Özışık “Tağut” kitabı için “Soner Yalçın namuslu muhalefet yapıyor” demiş. Bence de Tağut namuslu muhalefet kitabı. Aslında “Soner Yalçın muhalefetin kitabını yazmış” demek daha doğru. Çünkü gerçek muhalefet namusla yapılan siyasettir. Etkili muhalefet de böyle yapılır. Kötüyü alt etmek için daha kötü olmak muhalefet etmek sayılıyor artık. Oysa bu iktidar içi kirli kavgadır yalnızca.
Tağut ne anlatıyor, en kısa yoldan özetle deseler şöyle cevap veririm. Tağut: din, ekonomi, aldatma üçgenini anlatıyor…
HANGİ DİN?
Tağut’a göre iki din var: Ezilenlerin ve vicdanlıların dini bir yanda; çıkarcıların, vicdansızların, gerçeği çarpıtanların dini öte yanda. Dinler başlangıçta ezilenlere arka çıkmak, adaleti sağlamak için kuruldu; sonra hep çıkarcıların, paragözlerin aracı haline geldi. Paragözler Tağut’u oluşturdu, yani sahte din yarattı, gerçekleri, bilimi gömmeye çalıştı.
Hz. Muhammed, Hz. Ali yaşamlarının sonuna dek yoksuldular, öyle yaşadılar, miras bırakmadılar. Zamanlarının devrimcileriydiler, “sol”daydılar. Kitapta örnekleri çok, solculardan daha solcu sayısız din adamı çıktı İslam’da. Günümüz solcularının, Atatürkçülerinin İslam’ı tümüyle sağ, tümüyle gericilik sayması büyük aymazlık. Atatürk dini reddetmek şöyle dursun, devleti dine hizmet etmekle görevlendirdi, Soner Yalçın’ın deyişiyle Sünni bir cumhuriyet kurdu. Atatürk’ün laiklik anlayışı Batı laikliğinden oldukça farklıydı.
PEKİ AKP NE YAPTI DİNDE?
Kuşkusuz AKP içinde birinci tipte dindarlar da var, öyle bir eğilim de var. Gerçek din, ezilenlerin dini, adaletin dini, alçak gönüllü yaşamın dini… Soner Yalçın bu örnekleri sıralıyor kitabında. Ancak esas olarak AKP’nin dini ikinci kategoriden dindir. Dini öz olarak değil, şekil olarak yaşayanların dini.
Dini öz olarak yaşayamayanlar şekilleri kutsarlar, uyduruk kalıplardan, anlamsız inatlardan yeni bir din yaratırlar. Sonra da o dinle kendilerini ve başkalarını aldatırlar.
Dinin ruhen yaşanması yerine, şaşaalı lüks yaşamlarını garanti altına alacak bazı yalan yanlış basit sözlerin sopa gibi etrafa sallanması şekilci dinin evrensel özelliğidir. Bizde de ibretlik örneklerle kendini gösterir.
Türkçe ezanın, Türkçe ibadetin İslam’a küfür gibi gösterilmeye çalışılması… Oysa bu tartışma ve uygulamalar Osmanlı döneminden beri var bizde. Kitapta örnekleri gösteriliyor. Bunun birçok dinci tarafından bilinmemesi sırf cahillikle açıklanamaz.
Her ne kadar 2016’dan bu yana söylemlerini epeyce düzeltseler de Cumhuriyet Osmanlı karşılaştırmasında........