Sait Faik'in kara sevdası |
Çocuklar Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e olan aşkı şiir oldu, yazı oldu, kitap oldu…
Soner Yalçın’ın Solcular kitabında da denk gelmiş, okumuşsunuzdur. Sürgün cezasındaki Ahmed Arif için Soner şunu not düşmüş:
“Onu hayatta tutan, büyük platonik aşkı yazar Leyla Erbil oldu, hep mektuplaştılar”
Pek çok kişi Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e olan aşkını yazar çizer senelerdir.
Leyla Erbil’e gönlünü kaptıran öyle çok isim var ki aslında…
Onlardan birini anlatacağım bugün size, Sait Faik’i ve onun Leyla’sını…
Tam da Ahmed Arif’in “hasretinden prangalar eskittiği” dönemde, Sait Faik Abasıyanık da—öyle edebiyatçaya yakışır bir lafla değil—bildiğin abayı yakmıştır Leyla Erbil’e.
Sait Faik’ten 25 yaş küçüktü Leyla Erbil tanıştıklarında.
Sekiz yıldır sirozla pençeleşiyordu Sait Faik ama Leyla Erbil, onun sirozdan mustarip olduğunu bilmiyordu. Sait Faik de bunu ona söylememişti.
Edebiyat dünyası böyle çocuklar: Herkes birbirinin kalbini okur sanır ama hakikatler ekseriyetle derinlerde saklıdır.
Leyla Erbil, Yılmaz Varol’la yaptığı bir mülakatta büyük hikayeciyle tanışmasını şöyle anlatır:
“Ben onunla tanıştığımda (1953 sonu 1954 başı olmalı) hayranlığım doruktaydı. Utana sıkıla kendi şiir ve hikayelerimi okudum. Şiirlerimi eleştirdi, hikayelerimi övdü. Alıngan, sinirli, dürüst, utangaç alabildiğine alçakgönüllü bir adam… Yüreklendirdi beni; ben de kararımı düzyazıdan yana koydum. Oysa aynı yıllarda Ahmet Arif şiirde ısrar ediyordu”
Şimdi gelelim hikayemizin asıl kılavuzuna:
“CANIMI AL İSTERSEN”
Hikayemizin bu kısmında Salah Birsel’in “Boğaziçi Şıngır Mıngır” eserindeki “Arnavutköy 1979” kısmının rehberliğine müracaat edeceğiz müsaadenizle.
Leyla Erbil 1977 yılında Arnavutköy Üvez Sokağa taşınır, 182 numaralı apartmanın üçüncü katına…
Dairesi silme ışık içinde, sabah akşam gün eksilmiyor penceresinden…
Salah Bey’in demesine göre Leyla Hanım’ın salonunda, sol duvarda, pencereye yakın bir yerde, Sait Faik’in bir........