16. yüzyıl İngiltere’sinde sadece 9 gün tahtta kalan ve kuzenleri tarafından başı kesilerek öldürülen 16 yaşındaki Lady Jane Grey 27 Haziran’da Amazon Prime’da yeni kaderiyle tekrar hayat buldu.
Brodi Ashton, Cynthia Hand ve Jodi Meadows’un 2016 tarihli kurgusal romanından Gemma Burgess tarafından ekrana uyarlanan 8 bölümlük bu dizi tarihi gerçekleri sembolik olarak takip ediyor. “Ya eğer” merceğinden gücün kadına geçtiği, feminist bile diyebileceğimiz tarih dışı bir Jane yaratıyor ve izleyiciye romantizm ile macera kulvarında hafif fantastik bir hikaye sunuyor.
Olaylar Jane'in (Emil Bader) Lord Guildford Dudley (Edward Bluemel) ile evliliğine giden süreçte başlıyor. O yıllarda Jane, VI. Edward’lı tahtın varisi olma konumunda genç bir kız. Bitkisel tedavilerle ilgilenen bir otacı ve asla evliliği düşünmüyor. Zenginlik hırsıyla herkesi ezip geçen annesi Leydi Frances Grey (Anna Chancellor) ile Guildford'un entrikacı babası Lord Dudley’in (Rob Brydon) planlarına kurban olmak üzere. Ailesinin geleceğini ve servetini güvence altına almaya kararlı olan Leydi Frances Grey, Jane'i kötü şöhretli çapkın Dudley ile evlendirmeye karar veriyor. Jane'in özgür bir hayat arzusuyla büyük itirazına rağmen, çok sevdiği ama hasta olan kuzeni – bu versiyonda siyahi olarak canlandırılmış - Kral VI. Edward (Jordan Peters) bile onu bu gidişattan kurtaramıyor.
Görünmezi gören tek soylu
Tudor tarihi belki de yeterince çalkantılı olmadığı için bu yoruma roman versiyonundan eklenen doğaüstü unsurlar var. Dini fay hatları boyunca........