menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir Ülkenin Ekonomik ve Politik Gerçeği Demir Kapılar Ardında Saklıdır

5 0
17.11.2025

Bir ülkenin ekonomik haritası çoğu zaman grafiklerde, yüzdelerde, büyüme oranlarında ya da enflasyon tablolarında aranır. Oysa bütün bu istatistiklerin arkasında saklı bir başka gösterge vardır ki çok daha çıplak, çok daha dürüst, çok daha siyasal bir gerçeklik sunar: Hapishanelerde yatan insanların sayısı.

Bu sayı, bir ülkenin görünmeyen ekonomik anatomisi olduğu kadar, siyasal yapısının da en karanlık aynasıdır. Kâğıt üzerindeki refah iddialarını, soyut ekonomik büyüme rakamlarını, vitrindeki reform söylemlerini aşan bir hakikat sunar. Çünkü hapishaneler, bir toplumun ekonomik düzeninin hangi bedenleri dışarıda tutamadığını; siyasal düzenin ise hangi sesleri tehlikeli, hangi kimlikleri “makbul dışı”, hangi itirazları “tehdit” olarak kodladığını açık eden en somut mekânlardır. Cezaevlerindeki doluluk oranı, gelir dağılımı eğrilerinden daha fazla gerçeği; politik söylemlerden daha keskin bir çıplaklığı ifşa eder. Orada yatan her mahkûm, grafiğe sığmayan bir ekonomik kırılmanın olduğu kadar, bir siyasal tercihin, bir yönetim refleksinin, bir ideolojik tasnifin de canlı verisidir.

Ekonomik eşitsizlik derinleştikçe suç bireysel bir “ahlak hatası” olmaktan çıkar, yapısal bir sonuç hâline gelir. Aynı şekilde siyasal alan daraldıkça, hukukun bağımsızlığı zayıfladıkça, muhalefet kriminalize edildikçe hapishaneler yalnızca yoksulların değil, siyasal muhaliflerin de mekânına dönüşür. Bir ülkede sosyal devlet zayıflarken siyasal baskı güçleniyorsa, hapishaneler de büyür. Bu büyüme, ekonominin “dip akıntısı” olduğu kadar, siyasetin “arka plan kodu”nu da oluşturur: Üstte dolaşan yüzeysel........

© Nokta Haber Yorum