menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Onsuz da Olmay… – Elif Demirbaş Topcu

25 0
03.12.2023

Emeklilik günleri ufukta görünen her Türk orta yaşlısı gibi ben ve eşim de emekliliğimiz vaki olduğunda, yani bizi Ankara’da tutacak geçerli bir gerekçemiz kalmadığında nerede ve nasıl yaşayacağımızın planlarını yapmaya başladık. Emekliliğin silueti henüz belli belirsizken kurmaya başladığımız hayaller artık yerini plan yapma aşamasına bıraktı yani.

Bazı çiftler için böyle şeylere karar vermek ve uygulamaya geçmek kolay. Örneğin akşamları yürüyüşe çıktığımda karşılaştığım bir çift var. Son zamanlarda yürüyüşe ara sıra çıkmama rağmen onlarla sürekli karşılaştığıma göre demek ki düzenli yürüyorlar. Evet gerçekten çok düzenli yürüyorlar çünkü el ele tutuşmuş, uygun adım marş şeklinde yürürken görüyorum onları her seferinde. Kendilerini spora adamadıkları ama ‘birlikte yürümeye’ adadıkları belli. Gözlemci yazar merakım nedeniyle, belli etmemeye çalışarak yüzlerine de bakmaktan alıkoyamıyorum kendimi bazen. Yahu bir kere de bir tartışmanın, anlaşamamışlığın izi olmaz mı? Yok! Hep o hallerinden hoşnut ifade. Belli ki kendilerini ‘iyi anlaşmaya’da adamışlar.

İşte mesela bu çift için yeni bir yaşam kurmak kolay olabilir gibi geliyor karşıdan bakınca. El ele tutuşmaktan bile usanmayan, yorulmayan insanlar sonuçta.

Bakın şimdi bunları yazarken hatırıma geldi; bir de apartmanımızda bir karı-koca var bildiğim; onlar için de yeni bir yaşam kurmak gayet kolay olabilir bence. Neden mi? Şöyle anlatayım, biz bu çift ile yeni evimize taşınmadan önce, tadilat işlerimiz henüz devam ederken tanıştık. Bir gün evimizde sabit durumdaki iki şeyden biri olan kapı zilimizin çalması üzerine sabit durumdaki ikinci şey olan kapıyı açtığımızda karşımızda ciddi ve dikkatli bir dedektifin mimiklerine sahip olan ve “Pardon… Sizin tadilat yaptırdığınızı gördük de, biz de mutfağımızı yenilemek istiyoruz da, acaba mutfağınızı nasıl yaptırdığınıza bakmamızda bir sakınca var mı?” diye soran bu hanımefendiyi ve arkasında yer almakta olan eşini bulmuştuk. İstedikleri bilgiyi temin etmelerine izin vererek içeri buyur etmiştik kendilerini. Mutfağımızda geçirdikleri kısa süre içinde hanımefendi bir yandan olay yeri inceleme titizliğiyle istediği verileri toplarken diğer yandan da yapmakta olduğu yorumların tümünü eşine teyit ettirmişti. Beyefendi: “Evet, haklısın, çok haklısın, bence de, aynen” ve benzeri onaylama kelimelerinin sonuna “Hayatım, canım…” ve benzeri sevgi kelimeleri de ekliyordu ve belli ki gül gibi geçinip gidiyorlardı.

Bu çift için de yeni bir yaşam kurmak oldukça kolay olabilir bence. Kadın, “Gitmeyelim, burada kalalım” dese, burada kalacaklar, “Bodrum’ a yerleşelim” dese Bodrum’a yerleşecekler. Tiny-house modasına uymak istese tiny-house, “Taş ev en iyisidir” dese taş ev… Sıfır çatışma! Bu kadar kolay, bu kadar şipşak…

Örnek verdiğim iki çift de başlı başına birer yazı konusu olabilir ama şimdilik konumuz bu değil. Konumuz, ikisi de herhangi bir konuyu müzakere etme konusunda birbirinden çetin ceviz olan bir kadınla bir erkeğin emeklilik hayatlarını planlaması. Sosyal, ekonomik ve çevresel tüm detaylarını çoktan analiz etmiş olduğu projesini bir an evvel hayata geçirmeye tam teşekküllü hazır bir adam ve uçsuz bucaksız olasılıklar kümesi üzerinde enine boyuna düşünmeden ve ne hissettiğinden emin olmadan harekete geçmekten hiç hoşlanmayan bir kadın. Kırsal bir alanda, doğayla iç içe yaşamak istediğinden emin, doğanın tüm talep ve sürprizlerine eyvallah demeye gönüllü bir adam ve kırsalın sakinliğini, yavaşlığını ve sessizliğini yaşamayı arzulasa da kent soylu konforlarından taviz vermeyecek bir kadın. Zamanı iyi değerlendirmek istediği için bir plan dahilinde harekete geçmek isteyen bir adam, zaman sonsuzmuş gibi yaşamayı seven zamansız bir kadın. Bütün önerilerini duygusal ve rasyonel olarak gerekçelendirmiş ve sorumluluğu üstlenmeye hazır bir eylem adamı, önüne koyulan seçenekleri hem aklıyla ince eleyip sık dokuyarak hem de kalbî hislerinin doğrultusunda itinayla değerlendirdikten sonra karar vermeyi zamana bırakmayı tercih eden; çünkü her koşulda iç sesine kulak veren, tüm benliğiyle hissetmedikçe eyleme geçmeyen, akıl-kalp dengesini esas alan rasyonel-romantik bir kadın…

Nasıl ama? Ne dersiniz; böylesi bir ikilikten........

© Nokta Haber Yorum


Get it on Google Play