Türkiye’de Sağlık Politikalarının Gelişimi- V
(SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM: SAĞLIK OCAKLARINDAN AİLE HEKİMLİĞİNE GEÇİŞ AŞAMASI)
Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN
**
TÜRKİYE’DE SAĞLIK POLİTİKALARININ GELİŞİMİ- I’de ilk Sağlık Bakanımız Dr. Adnan ADIVAR ve eşi Millî Mücadele Kahramanımız Halide Edip ADIVAR’ı konu edinmiştik. TÜRKİYE’DE SAĞLIK POLİTİKALARININ GELİŞİMİ- II’de ise Cumhuriyetin ilk yılları, Atatürk Dönemi’nin Sağlık Bakanı Dr. Refik SAYDAM’ı andık. TÜRKİYE’DE SAĞLIK POLİTİKALARININ GELİŞİMİ- III’ün konusu 1945-1960 dönemi, Dr. Behçet UZ Dönemi idi. TÜRKİYE’DE SAĞLIK POLİTİKALARININ GELİŞİMİ-IV’de Sağlıkta Sosyalizasyon ve Prof. Dr. Nusret Fişek dönemi ele alındı.
**
Bu yazıda, 2000’li yılların başından günümüze Sağlıkta Dönüşüm Programı ve bu reformun ülkemizin sağlık politikalarını devletçi anlayıştan serbest piyasa anlayışına nasıl dönüştürdüğünü kısaca ele alacağız. Bu yazıda ilk adım; Sağlık Ocaklarından Aile Hekimliğine geçişi ele alacağız.
**
Sağlıkta Dönüşüm zihniyetiyle önce AİLE HEKİMLİĞİ uygulamalarına geçildi.
Bunun da öncesinde tıp fakültelerinde Aile Hekimliği kürsüleri açılmaya başlanmıştı. Bir anabilim dalı, bir disiplin olarak Aile Hekimliği’ne sözümüz yok. Tıpta bir hekimlik yaklaşımıdır. Ancak ülkede sağlık politikalarına yön verecek bir adım olarak, Aile Hekimliği Sistemi’ne geçilmek istenmesi, daha önceki yazımızda değindiğimiz ve 1982 Anayasası’nın 56. Maddesiyle ortaya çıkan “Zihinsel Değişiklik”in hayata geçirilmesidir, bir ilk adımdır!
Aile Hekimliği Sistemi dedik ancak bir SİSTEM’den söz etmek mümkün olmadı.
Çünkü Aile Hekimliği sağlık sistemimize SEVK ZİNCİRİ’ni getiremedi, ilk başvuru yeri Aile Sağlık Merkezleri olamadı.
Ve 2024 yılının sonunda Aile Hekimliği Kanunu (Başlangıçta pilot kanun olarak) yürürlüğe girdi (5258 sayılı Kanun, Kabul Tarihi: 24.11.2024). Böylece, Türkiye aile hekimliği ile tanıştı. Baştan söyledik, amaç bir sistem kurmaktı ama daha sonra sistem kurulamayacağı anlaşılınca bu uygulamaya “Aile Hekimliği uygulaması” denildi. Böylece 2005 yılının başından itibaren Türkiye, çok beklenilen Aile Hekimliğine kavuştu ve Sağlık Ocaklarının sonu geldi. Pek tabi önce pilot uygulama oldu. Bundan sonrasını size o dönemin bir Halk Sağlığı asistanı ve sonrasında yeni uzman olup Sağlık Bakanlığı taşra teşkilatında, Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı, İlçe Sağlık Müdürü ve Halk Sağlığı Müdürü olarak çalışmış bir idareci olarak anlatacağım. Kitabî bilgi vermeyeceğim. Resmi yayınlar ve akademik makalelere literatür tarayıp ulaşabilirsiniz. Ben tecrübelerimi ve görüşlerimi paylaşacağım. Her ay bir kere yeni intörn gruplarıyla bir profesör olarak yaptığım derste konuştuklarımı yazıya dökeceğim. Mümkün olduğunca özetlemeye çalışacağım. Düşünmenizi ve bağlantı kurmanızı isteyeceğim.
Amacım, Türkiye’nin bu dönemindeki sağlık politikalarını eleştirmek değil, siyasi anlamda muhalif bir görüş sunmak değil! Olanı biteni sizin de anlamanızı sağlamak ve bize daha yararlı olandan yana rayların yerini değiştirmek. Ülkemizin daha güzel günler görmesi için sağlık politikalarına yön veren iki anlayışı kıyas etmek. Bir seçim yapmak için bilgilendirmek.
**
Ülke 2005 yılının başında, Aile Hekimliği uygulamalarına geçti. Denilen şuydu: Ülkenin koşulları artık, 1960’lardaki gibi değil. Ülkenin bölge tabanlı bir KIRSAL HEKİMLİK anlayışına ihtiyacı yok. Ülke nüfusu kentleşti, metropollerde yaşayan insanların yeni bir sağlık hizmeti anlayışına ihtiyacı var. Aile Hekimliği bunu getirecek.
Sağlık Ocaklarının 1963’de başlayan pilot uygulaması DOĞU illerinden başlamıştı. İlk sağlık ocağı 1963’de Muş’ta açılmıştı. Bu sefer metropollerde birinci basamak sağlık hizmeti öncelikli düşünüldüğüne göre, pilot il BATI illeri olmalıydı. Büyük iller pilot il olmak için uygun olamazdı, küçük bir ilde aile hekimliği pilot olarak başlatılmalı ve eksikler giderilmeliydi. DÜZCE ilimiz pilot seçildi ve diğer iller onu takip etti. Beş yıl boyunca aile hekimliğinin eksikleri, gedikleri görülmeye çalışıldı.
Neler yapılmak istendi, zihniyet neydi ve nasıl aile hekimliği uygulamalarına geçildi?
Çok kısaca şöyle:
En güzeli sağlık ocaklarıyla karşılaştırmalı olarak aile hekimliğini anlatalım ve konu aydınlansın. Sağlık Ocakları, DEVLETÇİ politik görüşü temsil ediyordu. Her sağlık ocağı için BÖLGE tanımlaması yapılmıştı. Sağlık Ocağının kurulduğu yerin çevresinde yer alan mahal hizmet bölgesi olarak tanımlanıyordu. Bölgenin özelliklerine göre Sağlık Ocağının hizmet vereceği NÜFUS belirleniyordu. NÜFUS TABANLI ve BÖLGE TABANLI bir hizmet anlayışı esastı. Sağlık Ocakları tiplendirilmişti: 100000’in üzerinde nüfusa hizmet verenler A grubu; 100000-50000 arası B grubu, 50000-20000 arası C grubu ve 20000’in altı D grubu. Elbette A grup sağlık ocakları daha donanımlıydı. Sağlık Ocağında hizmet alan personel; hekim, hemşire, ebe, çevre sağlık teknisyeni, diğer sağlık personeli, hizmetli, şoför vb. bir EKİP’in üyesiydi ve devlet memuruydu. Tüm personel maaşlı çalışıyordu. Hizmet, DEVLET’in bölgeye sunduğu bir hizmetti. Sağlık Ocağı entegre (tam entegre) bir sağlık hizmeti sunuyordu: BİREYE ve TOPLUMA yönelik KORUYUCU sağlık hizmetleri ve BİRİNCİ BASAMAK (ayaktan verilen) tedavi edici sağlık hizmetleri bir arada veriliyordu. Bölgede Sağlık hizmetlerine ulaşım için İLK BAŞVURU yeri sağlık ocağıydı. Esas olan Koruyucu hizmetlerdi. Bölgenin ihtiyacı olan çevre sağlığı hizmetleri çevre sağlığı teknisyenleri ile verilirken, hane hane gezerek evde ANA-ÇOCUK Sağlığı hizmetlerini ebeler sunuyordu. Bağışıklama hizmetleri için ekipler oluşturuluyor, okullara gidilerek OKUL AŞILARI yapılıyordu. Poliklinik hizmetleri sağlık ocağı hekimleri tarafından sunulmakla beraber tedavi edici hizmetler öncelik sırasında KORUYUCU sağlık hizmetlerinin arkasında yer alıyordu. Sağlık ocaklarına bağlı Sağlık evleri kurulmuş ve buralarda görev yapan ebeler aracılığıyla hizmet ülkenin en uç bölgelerine kadar ulaştırılıyordu.
**
Sağlık Ocakları kendi bölgesinin sağlık hizmetlerini planlardı ve öncelikli yapılacak işleri belirleyip görev tanımındaki işleri yürütürdü. Plan yapabilmek için BÖLGE’nin ve hizmet verilen toplumun tanınması gerekliydi. Bunun için hane hane gezilerle yürütülen çalışmalar vardı. O zamanlar bilgisayar yok, bütün bilgiler elle, kurşun kalemle formlara yazılıyor. Haneye gidip tüm aile hakkında ve hanenin çevresel özellikleri hakkında doldurulan fişin adı Ev Halk Tespit Fişi (Form-001) idi. Kişilere sorulan sağlık ile ilgili sorulardan oluşan fiş ise Kişisel Sağlık fişi (Form 004) idi. Bu şekilde sağlık ocağı formları oluşturulmuştu. Form 014 halen kullanılan Bildirimi Zorunlu Bulaşıcı Hastalıklar Bildirim Formu, sağlık ocaklarında kullanılan formların numaralandırmasından adını alıyor. EKİP çalışması yürütülüyor. Bölge için planlanan işler yürütülüp yıl ortasında Sağlık Müdürlüklerine raporlanıyor. Sağlık düzeyi parametreleri üzerinden belirlenen HEDEFLER için esas İNSAN ve TOPLUM SAĞLIĞI’nın gelişmesi. Performans kelimesini duyamazsınız,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin