İklim Jeomühendisliği Teknolojileri Patentleniyor mu? Bizi İlgilendiren Yönü Nedir? |
Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN
**
Bu yazımız bilimsel literatürde yer alan RAMOS & SANTOS (2025) “İklim Jeomühendisliği Teknolojileri Patentleniyor mu? Genel Bakış” isimli ve Climate dergisinde yayımlanan makaleden alınan bilgilerle hazırlanmıştır (1).
“GÖKYÜZÜNE BAK”tığınızda ne görüyorsunuz? Uçakların bıraktığı izler henüz ilgisini çekmedi mi? Bizler ne olduğunu anlamaya çalışırken İklim Jeomühendisliği alanında teknolojiler geliştirilmiş ve patentleri alınır olmuş durumdadır.
Bu konuda Türkiye’de halkımızı bilgilendirmeyi amaçlayan Chemtrails Araştırma Platformu adında bir platform olduğunu ve https://www.gokyuzunebak.com/ isimli sitenin kurulduğundan haberiniz var mı? (2).
Aşağıda sunulan bilgiler ülkemizin bu teknolojiler konusunda ne durumda olduğu ve neler yapılması gerektiği konusunda merak uyandırabilir mi?
**
İklim değişikliği, sanayi devriminden bu yana artan sera gazı emisyonları nedeniyle küresel sıcaklıkların yükselmesiyle ortaya çıkan ciddi çevresel ve sosyal sorunları ifade eder. Jeomühendislik, bu sorunlara karşı atmosfere sera gazı eklemeden iklim sistemine müdahale ederek zararlı etkileri azaltmayı amaçlayan teknolojik müdahaleler bütünüdür.
İklim Değişikliğinin Sebepleri ve Etkileri:
Sanayi devriminden bu yana, başta karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve azot oksit (N2O) olmak üzere sera gazlarının atmosferdeki miktarı hızla çoğalmıştır. Bu birikim, dünya genelinde ortalama sıcaklıkların artmasına ve iklim sistemlerinde önemli değişimlere yol açmıştır. 2014 ile 2023 yılları arasında, küresel ortalama yüzey sıcaklığı sanayi öncesi döneme kıyasla yaklaşık 1,2°C yükseldiği bildirilmektedir. Bu sıcaklık artışı; aşırı hava olaylarının daha sık yaşanması, deniz seviyesinde yükselme, ekosistemlerin zarar görmesi ve insan sağlığının olumsuz etkilenmesi gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Paris İklim Anlaşması ile sıcaklık artışının 1,5°C’nin altında tutulması amaçlansa da mevcut sera gazı emisyonlarındaki yükseliş bu hedefe ulaşmayı güçleştirmektedir.
**
Yorum: Yukarıdaki açıklamalar küresel iklim değişikliğinin sanayileşmenin etkisiyle gerçekleştiği üzerine kuruludur. Buna karşılık Paris İklim Anlaşmasıyla Sıfır Karbon hedeflenmektedir. Türkiye’de Paris İklim Anlaşmasına geçilmesini destekleyenler ve tehdidi görenler oldu.
Örneğin https://350turkiye.org/parisionayla/ (Erişim: 3.12.2025) sitesinde 10 SORUDA PARİS İKLİM ANLAŞMASI isimli yazıda Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması neyi değiştirecek? Sorusuna şu cevap verilmiştir: “Avrupa Birliği 2030 yılına kadar emisyonlarını U azaltmayı ve 2050 yılına kadar da karbon nötr olmayı hedefliyor. Çin, 2060 için karbon nötr olma hedefini; Japonya, Güney Kore, Güney Afrika ve Kanada ise sıfır emisyon planlarını açıkladı. 2020 sonu itibariyle 30 ülke karbon nötr olma hedefini ulusal hukuk çerçevesine yerleştirmiş durumdadır. Öte yandan, 19 Şubat 2021’de resmi olarak Paris Anlaşması’na geri dönen ABD’de yeni yönetim 2050 yılında karbon nötr olmaya, 2035 yılında ise elektrik üretimi sektörünü karbonsuzlaştırmaya yönelik hedeflerini açıkladı. Türkiye ise 2030’a kadar emisyonlarını iki katına çıkarmayı planlıyor, 2050 için ise bir karbonsuzlaşma hedefi yok. Karbonsuz yeni bir düzen kuruluyor ve Türkiye bu düzenin dışında kalıyor.” (3).
**
Paris İklim Anlaşmasına hedefleri doğrultusunda ülkemizde İklim Kanunu’nun çıkarılmasına karşı çıkan görüşlere örnek olarak Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) kendi sayfasında yayımladığı yazıda şu görüşlere yer vermiştir: “Paris İklim Anlaşmasının onaylanması sonrası toplu kuş, tavuk, inek, arı ölümleri, buğday ve orman yangınları artış gösterdi. Sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olarak karşımıza çıkarılmak istenen Karbon Ayak İzinin hedefi, tüm insanların ve canlıların hareketini kontrol altına almak. Oysaki karbon olmadan yaşam olmaz. Karbon Ayak İzi, birçok canlı ölümlerini de beraberinde getirecek küresel bir tuzak olarak önümüzde duruyor…
İklim Kanunu için, küresel sermaye ve oyun kurucularının gücüyle dikte ettirilen nice sorunların yaşatılacağı bir pranga benzetmesi yapılıyor. Küresel ısınmanın sonucunda meydana gelen sorunları kılıf olarak kullanarak, bunun üzerine sermaye ve “insan” eliyle, planlarıyla doğa üzerinde uyguladıkları ve uygulayacakları oyuna verdikleri “iklim değişikliği” adı ile yine bir korku ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Yaşatılacak sorunlara da sözde” çözüm önerileri’ ile yine karşımızdalar. İklim Kanunu teklifi TBMM’den geçmemeli. Millet vekilleri iklim değiştirme suçuna ortak olmamalı. İklim Kanunu teklifine karşı; Meclis genel kuruluna siyasi parti milletvekillerinin eksiksiz katılarak oy kullanmaları, seçmenlerini örgütlemeleri, itirazları toplumsallaştırmaları esas olmalı.
İklim Kanunu ile hayvancılık ve tarım da olumsuz bir süreç başlayacak. Daha şimdiden Konya Karaman’da 4 merkezde büyükbaş hayvancılığın yasaklandığı, Burdur Kızılkaya Belediyesince çiftçi, köylü ve halkın sebze, meyve dikmesi ve su kullanmasının yasaklandığı haberlerini alıyoruz.” (4).
İklim Kanunu:
Yukarıdaki yazı yazıldığında İklim Kanunu henüz çıkmamıştı. Ancak Türkiye’de İklim Kanunu (Tarih: 2/7/2025 ve No: 7552) çıkarıldı. Kanun’un İklim değişikliğine uyum faaliyetleri başlığı altında Madde 6 (2) net sıfır emisyon hedefinden söz ederken, Madde 6 (6) tarım sektörünün sürdürülebilirliği ile ilgilidir:
Madde 6(6): İlgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından; tarım sektörünün sürdürülebilirliğini teminen iklim değişikliğine dirençli ürün deseni ile gıda güvenliğinin sağlanması hedefleri doğrultusunda; doğal kaynakların, ekosistemlerin ve biyolojik çeşitliliğin koruma kullanma dengesinin gözetilmesi ile ihtiyaç duyulan tekniklerin ve teknolojilerin yaygınlaştırılması suretiyle, tarım sektöründe ekosistem temelli uyum yaklaşımını, doğa temelli çözümleri ve su bütçesini dikkate alan planlama araçları geliştirilir ve buna uygun iklim değişikliğine dirençli uygulamalar yaygınlaştırılır.”(5).
**
Jeomühendislik konusuna geri dönelim ve dünyada patentleme için neler yapıldığı hakkında bilgi sahibi olalım:
Jeomühendislik Kavramı ve Temel Amaçları:
Jeomühendislik, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla atmosfer ve yeryüzü üzerinde bilinçli ve planlı müdahaleler yapılmasını içermektedir. Bu teknolojik yaklaşımın iki temel yöntemi bulunmaktadır: Karbon Dioksit Giderme (CDR) ve Güneş Radyasyonu Yönetimi (SRM).........