menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avrupa Ülkeleri ve Türkiye'de İHA Düşmesi Olaylarına Tepkiler

11 0
19.12.2025

Prof.Dr. İ. Hamit HANCI

Av.Dr. Alp ASLAN, LTGS

Son yıllarda insansız hava araçları (İHA) ve benzeri nesnelerin düşmesi veya izinsiz uçuşları, farklı ülkelerde önemli güvenlik krizlerine yol açmıştır. Türkiye’de son dönemde yaşanan İHA düşmesi olayları, kamuoyunda ve siyaset sahnesinde güvenlik algısını etkilemiş; benzer şekilde Batı ve Doğu Avrupa ülkeleri de kendi topraklarındaki bu tür ihlaller karşısında toplumsal tepkiler vermişlerdir.

Türkiye, jeopolitik konumu gereği yakın coğrafyasındaki çatışmalar nedeniyle zaman zaman İHA tehditleriyle karşılaşmaktadır.

15 Aralık 2025’te Karadeniz yönünden Türk hava sahasına girerek Ankara yakınlarına kadar ulaşan kimliği belirsiz bir İHA’nın F-16 savaş uçaklarınca düşürülmesi toplumsal bir endişe yaratmış, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda uçuşların durdurulmasına yol açarak günlük hayatı kısa süreli etkilemiştir.

Türkiye’deki güvenlik algısı, bu tür bir ihlal karşısında iki yönlü etkilenmiştir: Bir yandan savaşın uzağında görülen başkent semalarında bir İHA’nın ortaya çıkması, hava sahası güvenliği konusunda endişe yaratmış; diğer yandan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İHA’yı başarıyla tespit ve imha etmesi, kamuoyunda kısmen güven duygusunu pekiştirmiştir.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) açıklamasında olayın mevcut hava savunma sistemlerinin etkinliğini gösterdiği ve “hava savunma sistemimizin zafiyet içinde olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı” vurgulanmıştır. Bu devlet söylemi, topluma güven aşılamayı ve paniği önlemeyi amaçlamaktadır.

Bununla birlikte Türkiye’de kamuoyunun psikolojik tepkisi, olayın belirsiz yönlerine odaklanmıştır. Düşürülen İHA’nın hangi ülkeye ait olduğunun açıklanmaması ve enkaz bilgilerinin sınırlı olması, çeşitli spekülasyonlara yol açmıştır.

Sosyal medyada ve bazı yayın organlarında, İHA’nın menşei hakkında “bilgi kirliliği ve dezenformasyon içerikli iddialar” ortaya atılmış; MSB bu iddialara itibar edilmemesini istemiştir.

Muhalefet kanadından yapılan değerlendirmeler ise daha temkinli ve yapıcıdır. Muhalefetin konuyu siyasi bir polemik yerine ulusal güvenlik çerçevesinde ele almaya çalıştığı görülmüştür.

Medya dili açısından bakıldığında, Türkiye’de hükümete yakın medya organları MSB’nin açıklamalarını aynen paylaşarak “başarılı operasyon” vurgusu yapmış; daha eleştirel medya ise “İHA bilmecesi” gibi ifadelerle olayın belirsiz yönlerine dikkat çekmiştir. Ancak genel olarak ana akım medya dilinin, halkta paniğe yol açmamak için olgusal ve itidalli kaldığı söylenebilir.

Öte yandan Türkiye, insansız sistemlerle ilgili riskleri ilk kez yaşamamaktadır. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlamasından bu yana, Karadeniz çevresinde Rusya’ya ait Orlan-10 tipi İHA’ların Türkiye sınırlarında düştüğü ya da ele geçirildiği vakalar kaydedilmiştir. Örneğin 2023 yılında Sakarya ve Gümüşhane’de düşen ve üzerinde Rus kırmızı yıldızı bulunan İHA’lar, kamuoyunda kısa süreli tedirginlik yaratmış ancak bu olaylar sınırlı bölgelerde gerçekleştiği için ulusal ölçekte büyük panik yaşanmamıştır.

Genel olarak Türk kamuoyu, İHA olaylarına karşı başlangıçta korku ve merak karışımı bir tepki verse de, devlet kurumlarının açıklamalarını takip ederek normalleşme eğilimine girmektedir. Bununla birlikte şeffaflık beklentisi yüksektir: Halk, düşen İHA’ların kaynağı ve amacı hakkında net bilgi talep etmektedir. Eğer resmi bilgiler yetersiz kalırsa komplo teorileri veya dış politika spekülasyonları ortaya çıkabilmektedir. Nitekim Ankara’da düşürülen İHA vakasında da “kimliği belirsiz” ifadesi kamuoyunda tatminsizlik yaratmış, devletin Rusya ve Ukrayna’ya resmi ikazda bulunduğunu açıklamasıyla kısmen yatıştırılabilmiştir.

Bu makalenin kaleme alındığı 19 Aralık 2025'te İzmit’te yaşanan ve kamuoyuna İHA/dron kaynaklı olabileceği iddiasıyla yansıyan olay, kısa süreli bir tedirginlik yaratmış; güvenlik birimlerinin müdahalesiyle alan kontrol altına alınmıştır. Olayın niteliği ve kaynağına ilişkin ayrıntıların resmî açıklamalarla netleşmesi beklenirken, yaşanan durum son dönemde artan hava sahası hassasiyetinin yerel ölçekteki bir yansıması olarak değerlendirilmiştir.

Batı Avrupa ülkeleri, coğrafi olarak savaş bölgelerine daha uzak olmakla birlikte son yıllarda dronlar ve tanımlanamayan uçan cisimlerle ilgili güvenlik ihlalleri yaşamıştır. Bu ülkelerde genel güvenlik algısı, barış döneminde kendi topraklarının güvende olduğu inancına dayanmaktadır; ancak beklenmedik dron olayları bu algıyı sarsma potansiyeline sahiptir. Örneğin Fransa’da Eylül 2025’te bir askeri üs üzerinde gece vakti birden fazla dron uçuşu tespit edilmiş, henüz operatörlerin kimliği belirlenememiştir. Yine Aralık 2025’te Fransa’nın batısındaki nükleer denizaltı üssü üzerinde görülen İHA’lara karşı deniz piyadeleri uyarı ateşi açmıştır. Bu tür olaylar Fransız kamuoyunda tedirginlik yaratmakla birlikte, toplumsal tepki genellikle kontrollü kalmıştır.

Kamuoyunun psikolojik tepkisi Batı Avrupa’da genelde panik düzeyine varmamakta, daha çok merak ve endişe........

© ngazete