Tarih: 22 Haziran 2025?!
"Arkadaşlar, bir ülkede namus sahipleri, en az şer ehli kadar cesur olmadıkça, o memleket mutlaka batar!""Bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimi haline getirmek tehlikeli bir şeydir.Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam.Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır."(1959-TBMM)...Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında büyük bir Türk devletinin kurulmaması için seferber olan emperyalistlerin baskısı, yerli işbirlikçi ve aymazların katkısıyla, yeni bir açılım ve yeni bir anayasa üzerinden Türk kimliği ve devleti ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.Yapay ve hayali bir ümmetçilik, yeni Osmanlıcılık ve siyasal milliyetçilik üzerinden planlanan bir tuzakla karşı karşıyayız.Bu tuzağın bir başka ayağı, mezhepçiliği/selefi çizgide bir dinciliği/tarikatçılığı kışkırtmak, diğer büyük bir ayağı ise göç ve sığınmacı istilasıdır.Türkler, tarihin hiçbir döneminde ırkçılık yapmamış bir millettir.Millet olmanın ne demek olduğunu bilmeyen etnikçiler, bölücüler, siyasal İslamcılar ve lider kültü peşinde koşan mankurtlaşmış siyasal milliyetçiler; hep bir ağızdan, Türk Milleti'ni yok etmeye adeta ant içmişler....Hayaller "Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman", gerçekler "Vahideddin, Damad Ferit"..Ne var ki, Bahçeli'nin yüksek katkısı ile 16 Nisan 2017'de gerçekleşen referandum'da, hükümet de, meclis de aradan çekildi, tüm yetki "tek adam"da yani Erdoğan'da toplandı."Davul", Erdoğan'ın boynunda asılı, "Tokmak" ise 2006'da "İran'la savaşma" sözü verip, Türkiye'deki pozisyon'unu korumasına katkı sağlayan küresel network'ün el'inde.
Konjonktür'en kaynaklı bir "tehir" ve/veya "öteleme" gerçekleşmez ise Türkiye, 22 Haziran 2025 günü "erken genel seçim"e gidecek görünüyor.
TBMM kulislerindeki söylentilere göre Bahçeli'nin 26 Ağustos teklifine, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan'dan gelen "22 Haziran" beyan'ı.
Nitekim…
Ekran'a yansıyan görüntülere bakılacak olursa, Erdoğan'ın kurmay heyeti 22 Haziran tarih'inden rahatsız.
Eller göğüs hizası üzerinden düğümlenmiş, iletişime, dış dünya'ya kapalı bir vücud dili.
Bahçeli üzerinden yapılan erken seçim (baskısına) önerisine, verilen "Kerhen Evet" cevap'ı.
İktidar mensupları bu defa "neşeli" değil, "endişeli".
Kaldı ki, basın açıklamaları için ekran karşısına geçen Erdoğan'ın yüzünde de gül'ler açmıyor.
O da 'ortak endişe'yi yansıtan bir vücud diline sahip.
Parti Kongreleri'ndeki tonlama'sından, "Eyyyy" diye kitleler üzerinden meydan okuyan üslup'undan çok geride, alt ton'dan yapılan bir ses'lendirme var.
Ne var ki, muhalefet, "Hodri Meydan" diye bu tarih'e cevap veriyor olsa da, aynı şaşkınlık o cephe için de geçerli.
"Bu tarih de nereden çıktı?"........
© ngazete
visit website