SİYASET, TİCARET, TAŞERONLUK, İKİYÜZLÜLÜK!

"Benim en büyük hasletim, TÜRK olarak doğmamdır!"

Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK

...

"Muhterem Milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başına taç ettiği adamların kanındaki ve vicdanındaki cevheri asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an tevakki etmesinler."

Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK

...

"Senin kendi yolun vardır, benim kendi yolum.

Doğru yola, haklı yola, tek yola gelince, öylesi yoktur."

Friedrich Nietzsche

...

"Seçmiş olduğunuz ve karar verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz; size akıl verenler değil!?"

Thomas Stearns Eliot

...

"Hiç kimse, duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz."

Shakespeare

...

Nitekim...

Türk'ün şanlı tarihi, Gazi Mustafa Kemal ile başlamıyor!

Gazi de, Ata'larımızın yoluna baş koymuş, "geçmişi olmayan" ama "tarih" yazan bir fani! Tarihte yaşayan Atatürk'lerden sadece biri! Sıra o tarihsel bütünlüğü sağlamaya da gelecek! Tarih yeniden yazılacak!Kristal Final!

Sezar öldükten sonra Brütüs de peşinden yolcu edildi, bu sebep'ten erken kalkan’ın sattığı bir süreç bu!

Süreç sert ve takvim iş'liyor.

Okumasını bilen, görebilen için her şey çok net!

Hal böyleyken...

Vasat'ın "şampiyon" olduğu zamanlarda iki ciddi sorun'umuz var:
a. Küre, yeni bir dünya savaş'ının içinden geçiyor ise hangi saf'ta yer almalıyız?!
b. Zemin çok kaygan, "yüksek kalkışma" kapsamında nerede durmalıyız?!

Türkiye, 1 Mart Tezkeresi sonrasında, adım adım "somut" olarak üç kamp'a bölündü.

"Ahlat için 40 masal anlatanların hepsi de oradaydı ulan!" demek de mümkün.
En tepe'de de, 2007 ya da 2014, 2024 farketmez, "adalet"i ile ünlü bir baş'kumandan var.
Ahlat'çıbaşı.
İstediğine veriyor, istemediğine vermiyor.

Ahlat, İsrail/İran makas'ında:
Siyasal kürt, Apo/Barzan makas'ında.
Siyasal İslamcılar, Gülen/RTE makasında.
Siyasal Laik'ler, Kılıçdaroğlu/Özel makasında.
Ahlat'sal ütopya da bir ütopya.

...

Sayın Okur,

Kamuoyunu yönlendirenleri yönlendiren arazide yazıp çiziyoruz.

Kimin eli kimin cebinde sorusu kapsamında "iyot" gibi açıkta kalınan zamanlar!

Kimseye iş, akıl öğretmek istemem.

Ego mücadelesi değil, vatan mücadelesi dedik.Duygudaşız.
Amaç hakikati aramak için tartışmak.

Mevzu-u bahis vatan ise duygular ortak.

Gazetecinin okuru olur.

Hocanın müritleri!

Komutanın emir erleri, askerleri!

Bizde imamın dediği olmaz!

Kimsenin de emir eri değiliz.

Bizimkisi sadece, İMECE usulü yapılan "Milli Mücadele" ortamında okur–yazar ilişkisi!

Bu kavga:

Allah yolundan, kula kulluk etmeden yürümeye devam etmenin kavgası!

Vatan kavgası!

İşini adam gibi yapma kavgası!

Hayatım boyunca sürüden ayrı kaldım.

Milli takımın taraftarı olduk her daim!

Sıkıyor, yazıyorum.

Sıkıyor, okuyorsunuz.

Sıkıyor, yayınlıyorum.

Sıkıyor, paylaşıyorsunuz.

Sıkıyor, okutuyorsunuz.

Her daim İMECE.

Bilmemek ayıp değil, araştırmamak, hakikat'i saklamak ayıp.

Gazeteci, karanlıkta kalan ve kamu menfaati içeren gizli kapaklı görüşmeleri araştıran, soruşturan ve elde ettiği bulguları okur ile paylaşan, doğru soruları muhataplarına soran kişi’dir.

Gazetecinin, habercinin görevi "gerçeklik çerçevesi"nin içinden geçmek, hakikat ne ise aramak, ortaya koymak.

Gerçek olan'la gerçek olmayan'ın iç içe geçtiği 'alacakaranlık kuşağı'nın içinden geçiyoruz.

Hiç kimsenin canını acıtmayacaksın, paranın da gücün de canın da makamın da emanet olduğunu bileceksin!

Hakkıyla kullanmayanın elinden gün gelir onca gücüne rağmen gelip alırlar!

Menderes örneğinde olduğu gibi!

Maxwell örneğinde olduğu gibi!

...

İnsanlarda doğuştan var olan dürtü, hayatta kalma ve........

© ngazete