Nitekim...
Düşmanın tank taarruzu başladığında, kıyı başını tutan birliklerimizin işi çok zordu.
1. Barış Harekatı'na ara verilmesine yol açan ateşkesin ardından başlayan Cenevre görüşmeleri,
İngilizlerin ve Yunanların ortak tavırlarıyla çıkmaza girdi.
Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi üzerine Yunan Cuntası düşmüş, sivil hükümet kurulmuştu.
Bunun yarattığı olumlu havayı lehine çevirmeyi başaran Yunan hükümeti,
hem suçlu hem güçlü pozisyonunu giderek pekiştirdi.
Ateşkes ilan edildiğinde, Türk birliklerinin güvenliği tam olarak sağlanmış sayılmazdı.
Bu arada Rumlar, Türk köylerinde katliamlara girişmişlerdi.
Sivilleri esir alıyor, götürüyorlardı.
Çok kan döktüler.
İkiyüzlü batı dünyası sadece seyretti.
Bu konu ayrı bir yazı konusu olacak, gerçekten çok acı bir dönemdir.
...
Hal böyleyken...
Yunanistan, ateşkes günlerinde sürekli olarak adaya askeri birlik ve malzeme göndermeye devam etti.
Türkiye oynanan oyunun farkındaydı.
İngilizler, Yunan ve Rumlar oyalama taktiklerini sürdürürken,
havanda su dövülen ikinci Cenevre konferansının son gününde,
Ankara'da bulunan Başbakan Ecevit'le telefonla görüşen Turan Güneş,
konuşma arasında, sözü, kızının gitmek istediği tatile getirdi:
"Burada işler uzadı.
Ben birkaç gün daha Cenevre'de kalabilirim.
Bizim eve haber salsanız, Ayşe tatile çıkabilir!"
Telefon kapandı...
Ayşe, Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızıydı.
Konuyla hiç ilgisi yoktu.
Cenevre'ye gitmeden önce, kızının tatil planıyla uğraşan Turan Güneş'i izleyen Ecevit'in aklına gelmiş,
"Bu gündelik bir konu, bizim parolamız olsun, dikkati çekmez.
Eğer görüşmeler tıkanırsa, ikinci harekat için şifreyi 'Ayşe tatile çıksın' benzeri bir cümleyle verirsiniz" demişti.
İşte şimdi o bilgi gelmişti.
Demek ki, Ayşe tatile çıkabilirdi.
Ecevit kısa bir durum muhakemesi yaptı,
hemen Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ı aradı,
ikinci harekat için düğmeye basıldı...
"Yumuşak huylu, şair" diye batılı siyasilerin hafife aldığı Ecevit, çetin ceviz çıkmıştı.
Bu hümanist adam, 20 gün içerisinde ikinci kez gözünü kırpmadan savaş emri vermişti.
Bu hamle de, Türkiye'ye baskın niteliğinde bir stratejik üstünlük sağlamıştır.
14 Ağustos 1974 sabahı saat 04.30'da, Kıbrıs'daki Türk birlikleri harekete geçtiler.
Doğu yönünde başlayan bu saldırı harekatını, 15 Ağustos 1974'te Komando Tugayı ve
Kıbrıs Türk Alayı Kuvvetlerinin batı ve ardından doğu yönündeki saldırı harekatı izledi.
Çarpışmalar daha çok ilk gün, Omorfo, Lefke, Çatalköy ve Ortaköy'de oldu.
Rumların, Mehmetçik karşısına bir kez daha çıkacak cesaretleri artık........© ngazete