Yanılmak insanlar için, insan olduğumu en çok böylesi durumlarda anlarım. Yanıldığım kadar, hiç de kötü niyetim olmadan yanıltırım da. Okul yıllarında çok sevdiğim bir arkadaşım sözlüye kalktı. Bizim zamanımızda öğrenciler sözlü sınav için tahtaya kaldırılırdı. En ön sırada oturuyorum ve sözlüdeki arkadaşlarıma yardım için onlara kopya veriyorum. Bir arkadaşımız sınavda bir soruda takıldı, yanıtı ben de bilmiyorum ama hemen notlarıma baktım ve hocamıza hissettirmeden fısıldadım. Heyecanla sorulan rakamı bir sıfır eksik okumuşum, öğretmen arkadaşımıza kötü not verdi. Çocukcağız yalvar yakar bir hak daha istedi, öğretmen kabul etti, ben kendisinden binlerce kez özür diledim. İzleyen ders tekrar tahtada, konumuz İç Anadolu Bölgesi. O vakte kadar sular seller gibi soruları yanıtlayan öğrenci bir soruda yine takıldı. Hatamı telâfi etmem lâzım, hemen yine notlarıma başvurdum, yavrucak yine bana inandı ama ne yazık ki bu kez de Doğu Anadolu Bölgesinin yanıtını vermişim. Neyse ki öğretmen not kırmadı ama dersten sonra arkadaşım yanıma geldi, “Çiğdemciğim iyi niyetinden hiç kuşkum yok ama bir daha sakın bana kopya verme” dedi. Rahmetli anneannemin sözüdür, aptal dostum olacağına akıllı düşmanım olsun.
İyi niyetli insanları severim, bazen hoş yanılgılara düşerler. Cengiz’le yeni evliyiz, bir gün tartıştık, birkaç saat karşılıklı surat astık. Derken bir arkadaşımız uğradı onun yanında küslük olmaz, Cengiz dedim bu yüzden boşanmayacağımıza göre bari barışalım, ilk adımı ben atıyorum. Arkadaşımız, Çiğdem ne kadar uysalsın demişti. Bu lâfı bilmem bir daha duydum mu?
Her zaman bilmeyerek değil bazen de bilerek insanları yanıltmam gerekir.........