Kutlamalar

Kutlamaları severim. En az Kurban Bayramı, çünkü bana toplu kıyım bayramı gibi gelir. Kurbanlar acıklı acıklı bağırken, canlarını kurtarmak için kaçmaya çalışırken ne kadar korktuklarını düşünür, Kendimi onların yerine koyarım. Altı yaşlarımdayken bahçemize bir koyun geldi, ben daha ne olduğunu anlamadan izleyen gün zavallı hayvan kesildi, kurban etleri dağıtıldı, evde pişti. Ağzıma koymadım. Ondan sonra altı, yedi ay et yemedim. O gün bugün hâlâ kurban eti yiyemem. Zaten bu olaydan sonra evimizde asla kurban kesilmedi.
Şeker Bayramlarını oldum bitti çok severim. Anne-baba evimizde her iki dinsel bayramda da sabah kahvaltı falan faslından sonra ev halkı hazırlanır ve ailece likör ve çikolata eşliğinde herkes birbiri ile öpüşüp bayramlaşırdık. Evlendikten sonra da her zaman biz çekirdek ailemizin bir arada olan bireyleri aynı ritüeli sürdürürüz.
Evlenmeden önce de bugün de yılbaşları benim ve bilhassa rahmetli babam için çok önemli olmuştur. Yaşamım boyunca geçirdiğim pek çok yılbaşını isteseniz size bir-bir anlatabilirim. Ayrıntıya girersem bu yazı bitmez…
Ulusal bayramlar benim çocukluğumda sanki bir başka kutlanırdı. 29 Ekimlerde ailece bir araca biner şehrin ışıklandırılmasını izlerdik. O eski yapı banka binaları, parklar, Anıtkabir ışıklarla öylesine güzel süslenirdi ki… Şimdilerde ne acı ki gerektiği biçimde kutlanmıyorlar.
Doğum günleri ayrıca özellik taşır. Benim için her doğum günüm bir yılbaşıdır.
Evlilik yıldönümleri anne-baba evimizde her zaman çok güzel kutlanırdı. Üç kız kardeş de henüz yuvadan uçmadan önce bu önemli günde ya konuklar çağırılır birlikte kutlar, ya ailece evde baş........

© ngazete