Bir fantazi

On yedi ya da en çok on sekiz yaşlarımızdayken en eski ve en yakın arkadaşlarımdan biri otuz beş, otuz altı yaşlarında, kısa boylu, tıknaz, açık başlı, gözlüklü bir adama âşık oldu; ya da kendini âşık oldu zannetti. Adamın adı Talat. Ben hiç tasvip etmedim ve ona makul olma konusunda telkinlerde bulunmaya başladım. Fayda etmedi; bana buluştukları zaman aralarında geçen konuşmaları, adamın iltifatlarını anlattıkça duruma nasıl müdahale edebilirim diye dertli dertli düşünmeğe başladım. Arkadaşım bir gün bana, “Oh capito che tiamo” nun sözlerini hatırlayamamış ““kapito, kapito diye bir şarkı var, adının tamamını biliyor musun”” diye sordu, ben söyleyince de bu bizim şarkımız olsun dedi” bilgisini aktardı.
Gün geçtikçe baktım ateş bacayı sarıyor, bir şeyler yapmam lâzım. “Bak, sana bir fantezimi anlatmak istiyorum” dedim ve aldım sazı elime.
“Sen şimdi Talat’ı çok seviyorsun ya, onunla bir aşk evliliği yapıp muradına ereceksin. Onun da senden başkasını gözü görmeyecek ve bu durum seni dünyanın en mutlu kadını yapacak. Sana “”Bundan sonra senin adın kapito olacak ki şarkımızı hiç unutmayalım”” diyecek. Sen de jest olsun diye, ““Ben de sana Taloş diye sesleneceğim”” diyeceksin; hani gençlik........

© ngazete