menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Osmanlı’nın Türklere bakışı!

192 4
tuesday

Dün köşemde kaleme aldığım “Ülkeyi besmele çekerek yönetmek” başlıklı yazıma epey mesaj geldi…

Abdülhamit’in torunu sıfatlı zatın “Dedem Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u besmele çekerek aldı, birileri gibi kafa çekerek değil” sözlerine karşılık 630 yıllık, 36 padişahlı Osmanlı döneminde bir gezinti yapmış, hangi padişahın neler yaptığını belgeleriyle anlatmış, cehaletin ve kinin kara yüzünü ortaya koymuştum…

Bu kadar mesaj gelince “Osmanlı’nın Türklere bakışını” da anlatmaya karar verdim. Okuyacağınız yazım tarih olarak epey eskidir ancak, okuyacaklarınız hiçbir zaman eskiyecek bilgiler değildir! Buyurun, okuyun kararı siz verin…

Osmanlı kimdi?.. Osmanlı, Türk’ü, Türklüğü kabul ediyor muydu? Yoksa bırakın kabul etmeyi, tam tersine derin bir tiksinti ve aşağılama ile ret mi ediyordu?

-Bu soruları dürüstçe, hiç kıvırmadan ve belgelerle yanıtlamak gerek...

Necip Mirkelamoğlu, “Atatürkçü Düşünce ve Uygulamada Din ve Laiklik” isimli kitabında şunları yazıyor:

-Osmanlı devletini kuran, başlangıcından sonuna kadar uğrunda can verip kan akıtarak, her türlü maddi ve manevi fedakarlıklarla asırlarca onu omzunda taşıyan, zaferlerin gerçek sahibi, yenilgili ve hicranlı günlerin masum ve mazlum ‘tebaa’sı öz be öz Türk halkıdır... Ne var ki aynı sözleri, padişahların, sadrazamların, vezir, ümera ve ulemanın, Saray ve Enderun aristokrasisinin, kapıkulu taifesinin büyük çoğunluğu için söylememiz mümkün değildir... Bu tanıma giren zümrede hiçbir gün ve zaman “Türklük” ruhu ve mensubiyet duygusu belirmemiş, ifade olunmamıştır. Özellikle Fatih’ten sonra “ben Türküm” diyen bir padişah sesi duyulmamıştır. Bu aristokrat zümre Türk halkını yalnız can, kan ve mal vergileri için hatırlamış, onun dışında Türk olmayı bir hakaret, aşağılama ve utanç vesilesi........

© Nefes