Beni şaşırtan kitap |
Ankara üniversite yılları…
Neredeyse her cumartesi saat 11.00’de başlayan Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası konserine giderdim.
Ulus’ta Gençlik Parkı yanındaki sekiz yüz kişilik konser salonu; sesleri, ritimleri, tonları ayırt etmeme/müzik kulağımın gelişmesine büyük katkısı oldu...
Bugün özellikle yazı yazarken klasik müzik dinleme alışkanlığım o “okuldan” miras…
Büyük besteciler her daim ilgimi çekti, biyografi kitaplarını okumaya gayret ettim. Bunlardan biri; Solomon Volkov’un 1979’da yazdığı “Tanıklık Tutanağı/Şostakoviç’in Anıları” kitabı oldu.
Fakat kitabın sayfalarını çevirdikçe anlatılanlardan hiç mutlu olmadım!
Tüm insani değerleri yıkan Alman faşizmine karşı direnişin sembolü olan ‘Yedinci Senfoni’yi besteleyen, ‘Onikinci Senfoni’de Lenin ve devrimini anlatan Şostakoviç’in bu tür besteleri ile kitapta anlattıkları zıttı.
Kitabı dilimize 1992’de çeviren M. Halim Spatar “bizim mahallenin” müzik konusunda yetkin isimlerinden biriydi. Müziği yalnızca estetik bir alan olarak değil, toplumsal ve tarihsel olgu olarak ele alan Sidney Finkelstein eseri ‘Besteci ve Ulus’u dilimize kazandırdı. Keza:
Batı Müziğinin Kısa Tarihi (Paul Griffiths, Sanat Tarihi ve Sınıf Mücadelesi (Nicos Hadjinicolaou), Beethoven ve Devrim Çağı (Frida Knight) gibi nice kitabı Türkçeye çevirdi…
Ama… ABD’de 1979’da yayınlanan “Tanıklık Tutanağı” Soğuk Savaş’ın politik ruhuna uygun, kaba bir Stalin eleştirisi içeriyordu!
Aradan yıllar geçti…
Şostakoviç ile bağımı hiç koparmadım; Hürriyet ve Sözcü gazetelerindeki pazar yazılarımda konu ettim.
-Alman ordusu Leningrad’ı........