Sen “Yap!” diyorsun ama ya sonrası?

Bektaşi yaz sıcağında alçıdan çocuk heykelcikleri yapıp kurumaları için güneşe bırakıyordu…

O sırada bir softa yaklaşıp sordu:

“Ne yapıyorsun?..”.

“Alçıdan çocuk yaratıyorum…”.

“Bre kâfir bilmez misin ki yaratmak sadece Allah’a mahsustur…”.

“Bilirim tabii de rızkını vermedikten sonra…”.

***

Bugün Türkiye’de bazı siyasetçilerin “nüfus” konusuna yaklaşımı Bektaşi gibi:

“En az dört çocuk yapın!”

Kulağa ne kadar kolay geliyor değil mi?..

Sanki “En az beş kilo domates ekin…”.

Sanki “Beş tane gömlek dikin” der gibi…

Basmayı bas, biçmeyi biç!..

Ama ortada küçücük bir sorun var:

Bu bahsedilen şey gömlek değil, domates hiç değil…

Bu sözü edilen şey, “insan!..”.

Canlı… Etli… Kemikli… Ruhlu!.. Bir de üstüne üstlük:

Geleceği var, eğitimi var,........

© Nefes