"Top dönerken, adalet dönmüyor bu memlekette"
Bir ülke düşünün... Topun yuvarlanmasına bile vicdanı el vermiyor.
Fenerbahçe sahaya çıkmış. Rakip Bodrum. Yüzler soluk, tribünler dolu. Skor tabelası çalışıyor. Ama kalbiniz tabelayı görmüyor. Çünkü o sırada başka bir stadyumda başka bir maç oynanıyor. Tribünü adliye koridorları, hakemi savcı, skor ise: özgürlük : 0, zulüm: 1.
İçim buz. Çayım sıcak, ama içemiyorum.
Çünkü aynı saatlerde bir üniversite öğrencisi, omzuna plastik mermi yemiş.
Çünkü birbirinin aynısı günlerden birinde, bir belediye başkanı, demokrasi sandığından değil, kelepçeli kapıdan içeri alınmış.
İstanbul’un göbeğinde, hukukun şeref tribünü boş kaldı. Ekrem İmamoğlu, halkın oyuyla geldiği makamdan, muktedirlerin eliyle çekildi. Yargı, milletin iradesine kırmızı kart gösterdi. Futbol, o an formasını çıkardı, soyunma odasına döndü.
Top dönerken, adalet dönmüyor bu memlekette.
♦♦♦♦♦
Bir zamanlar çocukken sokağın tozunu ayağa kaldırırdık. Bir kaleye çanta, diğerine taş koyardık. Gol sevincimize aynı anda üç mahalle........
© Nefes
