Kimse “böyle gelmiş, böyle geçer” dememeli, diyemez!
Bu ülke nasıl ki Çanakkale ruhu ile özgürlüğüne kavuştuysa, güvenlik gerekçesiyle Meclisi Mebusan İstanbul’dan Ankara’ya taşınarak 23 Nisan 1920 tarihinde bir Cuma günü dualarla açıldıysa, “devletin dini İslam” denilerek istiklal marşından cesaret ve motivasyonunu aldıysa yine o ruh ile selamlaşarak yoluna devam edecek.
Bu devleti ecadımız malıyla, canıyla bedel ödeyerek bize miras bıraktı, uluslar arası anlaşmalar uğruna üzerinde bir operasyon yapıldı ve o hürriyet ruhu sindirilmeye çalışıldı, bu haksızlığa tepki gösterenler “takriri sükun” kanunlarıyla cezalandırıldı, o gün bu gündür bir türlü öz vatanımızda huzur bulamıyoruz.
Kadını perişan ettiler!
Yeni yüzyılda artık bu haksızlığa karşı sessiz kalamayız. Bu geçen yüzyılda İslama karşı savaş açıldı, en nadide değerimiz olan ve namus olarak bilinen kadınlarımız sokaklara çekildi,
Yetmedi, genel evler açıldı,
Yetmedi, kılık kıyafet devrimiyle kadın soyuldu,
Yetmedi, pavyon masalarında meze olarak kullanıldı,
Yetmedi, moda ve kozmetik sanayisine müşteri ettiler, öyle bir hale getirildiler ki tesettür elbisesi alan kadın da öyle bir giyiniyor ki, işleri güçleri erkelerin dikkatini çekmek oldu.
Derken 40 ayrı eli tutan kadın, 40’ından sonra eli havada kaldı, evlenip evlat sahibi olamadığı için boynu bükük kaldı, huzurlu bir aile düzenini kuramadı, arkasında hayır dualarında buluna bilecek bir nesli de yetişmedi.Yedi hikayesinden 6’sı kadın üzerinde olan bu çarpık düzene karşı sessiz kalamayız.
Bu ülkede İlahi nizama meydan okundu!
İslamın kırmızı çizgilerine pervasızca basıldı.
Faiz hayatın vazgeçilmez durumuna getirilidi,
Kumar Milli olarak tanıtıldı, iddia ve bahis olarak memlekete yayıldı,
İçki teşvik edildi,
Zina için kapılar ardına kadar açıldı, bu kadar günahtan sonra şiddet ve katil kaçınılmaz oldu.
Her fırsatta aile yapımız hırpalandı.
Evlilik hayatın odağından çıkarıldı, “evlilik pahallı, zina ucuz” olunca biyolojik ve nefsani bir arzu olan zina yaygınlaştı, zinanın asıl mağduru kadın olduğunu unuturcasına kimi edepsizler bu şekilde para kazanan kadına seks işçileri dedi.
Bu kadınların birilerinin kardeşi, halası, teyzesi, kızı olduğu gerçeği unutuldu, günlük şehvet ihtiyacı için kullanıldı, kimi şerefsizler 15 yaşındaki nişanlısı genel eve sattı, kadın günlük 30 kişi ile yatmak yerine 40 kişi ile birleşerek kazandığı para ile kendini genel evden alarak ancak kurtulabildi.
Kanunlarımız ithal, başına Türk kelimesi getirerek halka yutturuldu.
Nasıl bir milletsek kendi kanunlarımızı kendimiz yapmaktan aciz hale geldik, İtalyan, Fransa, İsviçre, Almanya ve Roma kanunlarını aldık bu İslam toplumuna uyguladık, tabir yerindeyse tilkinin postunu aslana giydirdik, hala da böyle devam etsin diyenler var, haydı oradan sefil herifler!
Bilmiyorum daha fazla anlatmaya gerek var mı? Bu zülum ve haksızlık devam etmeli diyen tek bir kişi istemiyorum, hain arıyorsanız işte hain bunların ta kendileridir.
Bunlar kadın düşmanı, bunlar İslam düşmanı, bunlar insanlık düşmanı bunlar Şambala örgütünün piyonları ve azı dişleridir. Bunlar şeytanın aklından besleniyorlar.
Bu ülkede yaşamaya hakları yoktur, bir an evvel ağababalarının çiftliklerine dönsünler, tıpkı Pensilvaydaki piri mügan gibi.
Bu halk zaman zaman nefes masaydı halimiz nice olurdu?
Hele bir düşünün bu millet geçmiş yüzyılda, o karanlık yüzyılda eğer Adnan Menderes’le, Turgut Özal’la, Necmettin Erbakan’la , Recep Tayyip Erdoğan’la bir az nefes almasaydı, bu memleketin hali nice olurdu? Aha bu yazıdan dolayı hemen beni alır, yargısız infaza tabi tutar, tahta köye yollarlardı.
O milli şef dönemini geri getirmek istiyorlar!
İşte görüyorsunuz bilinçli ya da bilinçsiz bir kesim insanımız;
O milli şef döneminin ruhunu canladırmak istiyor,
Tek parti döneminde bu halkın canına okuyan CHP zihniyetini güncellemek istiyor,
28 şubat zülmunü unutmuşcasına “bir de bunu deneyelim” deme gafletine düşmüş, Kılıçdaroğlu'nun başa gelmesiyle bu memlekete ayar vermeye çalışıyor, Amerikan ve Avrupalı dostlarıyla.
Şu eskici ruha bakın, yahu sizde gayret varsa, cevher varsa, cesaret ve kabiliyet varsa, “ben bu memleketi Erdoğan’dan daha iyi yöneterek düze çıkaracağım” de sene, sen niye 70 yıl uygulanıp sıkıntı ve huzursuzluktan başka bu memlekete bir şey kazandırmayan o eski karanlık günlerin peşine düşüyorsun?
Bütün bu sıkıntıları görünce üstat Bediüzzamanın dediği gibi; “eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal” demek bize düşüyor.
61 İslam ülkesinin umudu biziz,
Bu milletin huzur içinde hem dünyasını, hem ahiretini mamur etmek vazifemizdir. Dolayısıyla bu yeni yüzyılda devlet aslına rücu edecek o kadar. 61 Ülkennin başı burada kapana sıkışmış, hilafet TBMM’nin şahsı manevisinde indimac edilmiş, bu birleştirici ruha sahip çıkarak, ayağa kalkma zamanıdır, o kadar!
*AB’nin kapılarında kuyruk sallayıp, “İslam birliğine ne gerek var” diyenler,
*Papaya saygı duyup “Hilafet zamanı değildir” diyenler,
*Batının batıl zihniyetine hayran olup İslamın adalet anlayışına “orta çağ karanlığı” diyenlere acıyorum.
Artık böyle gitmemeli, demedi demeyin.