2025 kapanırken Kıbrıs: Belirsizlik ama umut

Yusuf Kanlı

2025 yılı Kıbrıs’ta yalnızca belirsizliğin yılı olarak anılmamalı. Evet, çözüm olmadı. Evet, köklü bir kırılma yaşanmadı. Ama 2025, sekiz yıldır donmuş bir dosyada ilk kez kontrollü bir çözülme ihtimalinin ciddi biçimde konuşulduğu bir yıl oldu. Bu başlı başına önemlidir. Çünkü Kıbrıs’ta en tehlikeli dönemler, hiçbir şeyin olmadığı değil, hiçbir şeyin artık mümkün görülmediği dönemlerdir.

2025, o psikolojik eşiğin aşıldığı bir yıl oldu.

2017 Crans-Montana çöküşünden sonra Kıbrıs dosyası fiilen rafa kalkmıştı. Taraflar görüşüyordu ama müzakere etmiyordu. BM vardı ama sahada değildi. “Çözüm” kelimesi kullanılıyor, ama içi boşaltılmış biçimde dolaşıma sokuluyordu.

Aralık 2025’te yapılan üçlü görüşme bu nedenle sıradan bir toplantı değildi. Sekiz yıl sonra ilk kez, Kıbrıslı Türk ve Rum liderler BM şemsiyesi altında, aynı masada ve aynı süreç mantığıyla buluştu. Büyük kararlar çıkmadı diye karamsar yorum mümkün ancak devam etme iradesi ilan edildi.

Kıbrıs müzakereleri tarihinde çoğu süreç, ilk tıkanıklıkta kopmuştur. Bu kez kopmadı. Temel olduğu söylenen, yeni modalitenin dört maddesinden sadece birisi aralandı. Aralanan o başlıkta bile içi boş bir egemenlik ilkesi vyrgusu yapılabildi, uygulamada anlamlı olacak, ilkenin içini dolduracak ne dönüşümlü başkanlık ne de etkin katılım görüşülemedi bile. Niye? Rum lider henüz o konuları kabul edfebilecek noktada değil. Yine de görüşmelere devam kararı alındı. Bu, “umut” kelimesinin içinin ilk kez yeniden doldurulabileceğini gösteren küçük ama kritik bir işarettir.

Ocak ayında yeni bir üçlü görüşme olacağı konuşuluyor. Şubat ya da Mart aylarında, şartlar olgunlaşırsa, BM Genel Sekreteri başkanlığında bir 5 1 gayriresmi toplantı da masada. Şartlar olgunlaşır mı? Elbette bunlar otomatik değildir. Olabilir de, olmayabilir de. Ama artık konuşulan soru “neden olmasın”dır. Bu bile Kıbrıs diplomasisinde ciddi bir zihinsel kırılmadır.

Bu noktada dürüst olmak gerekir. Umut kendiliğinden........

© Muhalif