Hollywood’un şeytan üçgeni: Netflix, Paramount ve ortada kalan HBO
Warner Bros. ve HBO'nun kontrolü için ortaya konulan mücadele, sadece milyar dolarlık bir şirket satışı değil; eğlence endüstrisinin geleceğine dair iki farklı vizyon, iki farklı ekonomi ve tüketicinin cebini doğrudan etkileyecek devasa bir savaşa dönüşmüş durumdadır.
Küresel medya ve eğlence endüstrisi, tarihinin en kritik dönüşüm noktalarından birine tanık oluyor. 2020'lerin başındaki "Streaming Savaşları" yerini, hayatta kalma ve pazar hakimiyeti için yürütülen acımasız bir konsolidasyon sürecine bıraktı.
Bu sürecin merkezinde ise "Harry Potter", "Game of Thrones", "Batman" gibi paha biçilemez markalara sahip olan fakat 40 milyar doları aşan borç yüküyle finansal darboğaza giren Warner Bros. Discovery’i (WBD) görüyoruz.
David Zaslav yönetimindeki WBD'nin "Kaldıraç Paradoksu" (Büyümek için yatırım yapması gerekiyor ama borç dolayısıyla yapamıyor) içinde sıkışması, şirketi savunmasız durumda bıraktı. İşte tam da bu noktada sahneye çıkan iki dev, Hollywood'un kaderini değiştirecek hamlelerini yaptılar.
İlk perde: İki teklif, iki farklı dünya
5 Aralık'ta Netflix, Hollywood'un geleneksel yapısını altüst eden bir hamleyle Warner Bros. stüdyolarını ve HBO Max'i satın almak için 87,2 milyar dolarlık bir anlaşma sundu. Fakat bu teklif, WBD'nin tamamını kapsayıcı nitelikte değildi. Netflix, bir "finansal mühendislik" harikası (ya da kimilerine göre kurnazlığı) ile bir deyim üzerinden anlatmak gerekirse şirketin etini (HBO, Warner Bros. Stüdyoları ve IP kütüphanesi) alıp, kemiğini (CNN, TNT ve Discovery gibi borçlu ve küçülen lineer TV kanallarını) bırakmayı planladı.
Bu eylem, WBD'nin tamamı için aylardır arttırarak teklif veren Paramount Skydance'in sahibi David Ellison'ı devre dışı bırakmayı hedefliyordu. Ancak Ellison Netflix’in teklifi sonrasında da pes etmedi. Satış sürecini ‘adaletsiz’ ve ‘önceden planlanmış’ bularak sinirlenen Ellison, 8 Aralık'ta karşı saldırıya geçti: "Düşmanca Devralma" (Hostile Takeover) olarak tanımlayabiliriz bunu.
Ellison, doğrudan hissedarlara giderek hisse başına 30 dolar nakit önerdi (toplam 108,4 milyar dolar). Paramount'un teklifi, Netflix'in aksine şirketi bölmüyor; CNN ve TNT gibi kanalları birer "yük" değil, borç ödemeye yarayacak "nakit inekleri" olarak görüyordu. Ellison, yatırımcılara net bir mesaj vermişti: "Bizim teklifimiz her açıdan Netflix'inkinden üstün çünkü biz şeffafız ve şirketi parçalamıyoruz."
İkinci Perde: Antitröst ve Tekelleşme
Savaştaki en kritik cephe, para değil "Tekelleşme ve Rekabet" alanıydı. Hangi senaryoyla sonuçlanacak olursa olsun, 2030’a doğru yol alırken medya sektörü bambaşka bir şekle bürünecekti.
Netflix Senaryosu: Yatay ve Dikey Bir Hegemonya
Netflix'in WBD'nin stüdyo ve yayıncılık varlıklarını yutması, hem yatay hem de dikey eksende ciddi antitröst* endişeleri yaratıyor.
Netflix (!) ve HBO Max () birleştiğinde, pazarın 4'ünden fazlasını kontrol........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden