Köpek Boji İstanbul’da toplu taşıma araçlarıyla dolaşmasıyla ünlüdür. Ben de toplu taşıma araçlarıyla dolaşırım ama ben Boji kadar ünlü değilim.
Boji’nin İstanbul kartı var. Kaçak yolcu değil yani. Ben de değilim. Benim de İstanbul kartım var.
Boji’nin derisinin altına enjekte edilen mikroçip sayesinde gün içerisinde 29 durak gezdiği tespit edilmiş. Toplu taşıma araçlarıyla günde en az 30 kilometre dolaştığı belirlenmiş.
Benim derimin altında da mikroçip olabilir. Çünkü aşı oldum ben. Uzunca süre aşı olmayı erteliyordum. Aşı karşıtlarına güveniyordum. Ama baktım anlaşılır bir şey söylemiyorlar… Gidip aşı olmuştum.
Derimin altındaki mikroçipten emin olamam ama cebimdeki çipten eminim. HES kodu bahanesiyle kimlik numaramla eşleştirilmiş çipli İstanbul kartım nedeniyle benim de gün içinde kaç durak gezdiğim, kaç kilometre yol yaptığım izlenebilir. Gün içindeki seyahat performansımın Boji’den aşağı kaldığını sanmam.
Boji’nin vagona binmeden önce, inenleri beklerken fotoğrafları var. Ben de beklerim. Boji, treni kaçırdığı zaman peron ucuna kadar treninin arkasında koşarmış. Ben o kadar uzun koşmam ama gidiş yönüne doğru birkaç adım attığım olur.
Boji Anadolu yakasında en çok M4 Kadıköy-Tavşantepe Metro Hattını kullanıyormuş. Bu, benim de en çok kullandığım hat. Ama hiç karşılaşamadık.
Tabii Boji’yle benzerliklerimiz kadar farklılıklarımız da var. Mesela Boji, dünyada da ünlü. Ben değilim. Boji’nin Wikipedia’da öyküsü bile var.
Sanırım tekerlek grubunun vagon içindeki hizasına ‘boji alanı’ deniyor. Köpek Boji, seyahat ederken vagon içindeki bu bölgeyi tercih ettiği için, burada uyuduğu için adına Boji demişler.
Ben boji alanında uyumam. Trende uyumam da zaten. Boş bulursam koltukta, bulamazsam ayakta gitmeyi tercih ederim.
Boji, tekerleklerdeki titreşimleri........