Benden Belediye Başkanı olmaz

Belediye Başkanı seçilirsem, elimden geleni yaparım tabii. Hatta çok kişiden de iyi yaparım. Ama seçilmek için önce aday olmak gerekiyor. Bende adaylık vasfı yok. Adım soyadım müsait değil.

Cumhur İttifakı adayları olarak İstanbul’da Murat Kurum’un Ankara’da Turgut Altınok’un, İzmir’de Hamza Dağ’ın isimleri açıklandıktan sonra partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, “İstanbul ‘Murad’ına erecek, Ankara’ya altı ok değil Altınok mühür vuracak, İzmir’de de Dağ’ın sıcaklığı Tuncu eritip savuracaktır” demişti.

Umutsuzluğumun nedenini anlıyorsunuz, değil mi?

“İstanbul Mustafa’sına erecek!” sloganıyla seçim kampanyası yürütülebilir mi?

Veya “Ankara’ya altı ok değil, Mustafa mühür vuracak!”.

Veya “İzmir’de Mustafa’nın sıcaklığı Tuncu eritip savuracaktır!”

Olmuyor. Soyadım da umut vermiyor.

Kadıköy’de gözüme ilişen iki farklı afiş fena değildi. “Kadıköy Mesut olacak!” ve “Kadıköy’e Çevik başkan!”

Tabii adayların isim veya soy isimlerinin “Mesut” ve “Çevik” olduğunu tahmin etmek zor değil.

Dün Pendik’teydim. Her yer “Belediye Başkan Adayı Ahmet Cin” afişleri ve bayraklarıyla kaplıydı. Hemen aklıma “Cin gibi başkan!” geldi. “Bundan başkan olur.” dedim.

Gerçi ben “Mustafa Cin” olsam, böyle “Cin gibi başkan” diye kampanya yürütür müyüm, emin olamadım. Ne de olsa cinin korkutucu bir yanı var. “Üç harfli başkan” desem, bu kez “cin gibi” olmanın avantajını kaçırırım.

Ahmet Cin, şimdiki başkan. Demek ki daha önce seçilmiş. Nasıl bir kampanya yürüttüler, bilemiyorum.

***

Aslında “İzmir’de Dağ’ın sıcaklığı tuncu eritip savuracaktır” ifadesi, diğerleri kadar sağlıklı değil. Dağ, sıcaktan ziyade soğuğu........

© Muhalif