Sherlock Holmes’un esrarı

Güneş Thames nehrini kızıl ışıklarla donatarak battı. Baker Caddesi’nde sağlı sollu sıralanmış havagazı lambaları yandı.Gece polisleri, Hudson marka krom düdüklerini öttürdüler. Kırmızı tuğladan yapılmış bitişik evlerin bacalarından, keskin kokulu kömür dumanları yükseldi.

Beyaza boyalı giriş kapısı ve kararmış kırmızı tuğla duvarlarıyla ötekilerden pek de farklı olmayan 221 B numaralı evin üçüncü katındaki oda, soluk sarı bir lamba ışığıyla hafifçe aydınlandı. Öğlenden beri koltukta oturup düşüncelere dalmış olan adam, berjer koltuktan kalktı. Lületaşından yapılmış eğri ‘Calabash’ piposunu doldurdu. Haftalardır kendisini yakıp kavuran duyguların keskinliğini biraz olsun köreltebilmek için öğle saatlerinde içtiği baygın kokulu Çin afyonunun etkisi yavaşça dağılıyordu. Son günlerde içinden hiç çıkmadığı odayı gözden geçirdi.

Portmantoya asılı, kareli İskoç kumaşından yapılmış iki siperlikli Deerstalker kasketi ve aynı kumaştan pelerin. Hemen yanında, aziz dostu Watson’un siyah ‘Small Bowler’ şapkası.Uzun sehpanın üzerinde abanoz saplı ve bakır çerçeveli ‘pertavsız’, romatizma ağrıları için kullandığı ilaçların zamanını hatırlatan saatli ilaç kutusu. Şöminenin üzerinde cam şırıngalar ve iğneler. Kauçuktan yapılmış damar sıkma bağları. İçinde afyon sakızı kaynattığı William Hutton marka ısıtıcı.

Sonra yaşamı boyunca sahip olduğu en değerli eşyasına baktı. Bir Antonio Stradivarius keman. Kemanı kutusundan çıkardı. Pencerenin önüne gitti. Baker Caddesi’nin o artık ezberlediği gece görüntüsüne bakarak bir şeyler çalmak istedi. Önce çok sevdiği Felix Mendelssohn’un ‘Kelimesiz Şarkılar’ını düşündü ama hemen vazgeçti. İçindeki güçlü öldürme tutkusu, böyle yumuşak bir melodiye taban tabana zıt düşüyordu. Sonunda ruh durumuna en uygun bulduğu Wagner’da karar kıldı. Biraz sonra Faust Uvertürü’nün korkunç şeyler çağrıştıran ilk notaları, odayı doldurmaya başladı.Gözlerini kapattı ve düşünmeye koyuldu.

Öldürmeliydi. Bu adamdan kurtulabilmek için onu öldürmekten başka hiçbir şey yapamazdı. Kısa bir zaman içinde kendisinden daha ünlü olan, zamanının neredeyse tamamını vermek zorunda........

© Muhalif