Şaka yapıyor olmalıyım…

Kura çektik kötü giden ekonominin bedelini ödemek konusunda, şans bir kez daha dar ve sabit gelirlilere güldü. Allah’tan bundan önce defalarca kapısına giderek ekonomik krizlerin çözümü için reçete istediğimiz, o İMF denen canavardan borç alma işlerini çok zaman önce bırakmıştık, hatta IMF’ye borç bile vererek kendisine muhtaç olmadığımızı da şırak diye bir tokat gibi yüzüne vurmuştuk.

2013 yılında Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile o zaman ekonomiye bakan zat (Ali Babacan), kendisine gelmiş ve “Efendim İMF bizden 5 milyar dolar borç istiyor, verelim mi?” diye sormuş; kendisi de “Verin, yardım alan buyruk alır” özlü sözü ile durumu özetlemiş idi. Her ne kadar IMF raporlarına göre o bir taahhüt olarak istenmiş ve taahhüt hiç kullanılmamış olsa da, neticede IMF bizden yardım istemiş ve bunun karşılığında da buyruklarımıza uymak zorunda kalmıştı.

Sonrasında mesela yaşanan göç dalgasında gücümüzle müsavi olarak çokça hayırlarımız olmuştu Suriye başta olmak üzere bölgenin diğer Müslüman halklarına da. Neticede aramızda din kardeşliği hukuku vardı ve biz onlara bakmakla yükümlü abileri idik. Bu vazifemizi de bihakkın yaptık ve karşılığında 40 milyar dolar gibi bir maliyete de katlandık. En azından Sayın Cumhurbaşkanımız bunun 40 milyar dolar olduğunu söyledi birkaç kez, lakin muhtemelen bir yerden sonra da hesaplamayı bıraktık. Benim aklımda kalan mesela 2019’da da 40 milyar dolardı. 2024’e kadar nerelere vardı onu da bilmiyoruz. Elbette güçlü devlet olmak da bu tip hesaplar yapamamayı gerektiriyor. Neticede artık onlar göçmenler........

© Muhalif