İçerde ne var?

Her şeyin çürümeye yüz tuttuğu ve yaşadığımızı sandığımız dünya düzenine, iyi bir ayar çeken film Japonya’dan geliyor. Filmin ismi “KİRALIK AİLE / RENTAL FAMILY”

Yönetmen Hikari, yaşamda kiracı olduğumuz dünyayı, gerçek ve insanın hayal sarmalı arasında köprüler kurarak hatırlatmalar yapıyor. Yapılan hatırlatmaların temeli “Değerler ve Sınırlar

BÜYÜKLER NEDEN YALAN SÖYLER?

Hikâyede Japonya’da geçiyor. Bir diş macunu reklamı için Amerika’dan, Japonya’ya gelen ve “ünü bir oyuncu” olmak hayali ile yaşamına devam eden bu karakteri (Phillip, Vandarploeug Balina Filmden en son hatırlayacağımız, Oscar ödüllü Branden Fraser cankandırıyor.) Kalabalık Japonya’da geçen yedi yılın sonunda aradığı işi bulmak isterken kaybolduğu hayatı, ismi “Kiralık Aile” adı altında şirkete, paraya ihtiyacı olduğu için temelde işverenin “biz duygu satıyoruz” yaklaşımına karakterine uymasa da kabul etmek zorunda kalır ki.

İlk işi “Sembolik Beyaz Adam” olarak aslında ölmemiş ve kendi cenaze törenini, insanların tüm günah ve sevaplarını öğrenmek için sahneleyen, kurgulayan iş olur.

Film zaten bütününde Batı ile Doğu arasındaki kültürel farklar, özgürlükler, sorunlara karşı çözümleri gözler önüne seriyor. Bunun kapısını yönetmen sorunu varsa niye yalan söyleyip, rol yapan birine para ödüyor ki? Psikologa gitsin, sorundan yöneltir seyirciye Phillip aracılığı ile.

Burada bir yandan yönetmenin, Stephen Blahut ile birlikte yazmış olduğu senaryoda gösterir ki: Hayatta dünya var olduğu zamandan itibaren ırk ve din, teninin rengi ile “Beyaz Adam”n üstün geldiği yerde, gereği olduğunda roller değişebiliyor.

Yenidünya düzeninde birey hangi iş kolunda olursa olsun hele ki medya sektörü ise bambaşka bir ülkede farklılıklarıyla cezp edici olabilmektedir. Ülkemizde de yaşadık bu durumları. Ama yine........

© Muhalif