Kardeşim Özgür Özel

(Boş koltuk hikâyeleri)

Günlerce büyük bir merak ve umutla beklediğimiz, AKP Genel Başkanı Erdoğan ile yaptığınız görüşme döndü dolaştı bir boş koltuğa kilitlendi. Bu beni yıllar öncesine, başka bir boş koltuk hikâyesine götürdü.

Gazeteciler, dostunuz bile olsa tehlikeli insanlardır. “Dinazor” yani “çok kıdemli ve nesli tükenmiş dürüst” gazetecilerden Yalçın Doğan 40 yıllık dostumdur ve bu, benim çevremde herkes tarafından bilinir. Vahim yönü de budur.

Yalçın 2007 yılında Hürriyet’teki köşesinde, “Boş Koltuk” diye bir yazı yazdı. Yazı, o sırada Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan sınıf arkadaşımı eleştiren bir değerlendirmeydi. Aslında sürpriz değildi ve ben o arkadaşımı, basında yaygın olan bu izlenim konusunda en az iki kez uyarmıştım. Yazıyı yayımlanmadan önce öğrenince Yalçın’ı aradım ve geri çekmesini yoksa benim üzerime kalacağını söyledim. “Yapamam.” dedi. İşte gazeteciliğin en önemli özelliği budur. Özel bir haber veya değerlendirme fırsatını, dünya yıkılsa kaçırmak istemezler. Haksız da sayılmazlar çünkü gazetecinin dünyası ilk yazan olmak ve haber-olay atlatmaktır.

Öyledir de Müsteşar arkadaşım! tam da beklediğimi yaptı beni atama kararnamesinden çıkararak benim için bir günün bile önemli olduğu son dış tayinimi bir yıl geciktirdi. Neyse lafı uzattım. Demem o ki Yalçın’ın yazısını ve sonucunu anımsayınca, son boş koltuk olayının da erken seçimi bir hatta iki yıl ertelemesinden endişe duymaya başladım. Gazetecilerden sonra en tehlikeli şey, boş koltuktur!

Kardeşim Özel,

Boş koltuk protokol ve Erdoğan’ın niyeti açısından önemlidir ama bence daha da önemli bir yönü var.

Boş koltuğun toplumda böylesine yoğun bir tartışmaya yol açması, toplumun, Erdoğan‘ın cumhurbaşkanlığını giderek daha da tartışmalı ve kabul edilemez bulduğunun göstergesidir. Bundan yararlanmalısın.

CHP’yi 31 Mart seçimlerinde birinci parti yapan seçmen -ki aralarında önemli sayıda AKP’linin bulunduğu da artık tartışma götürmez bir gerçek- CHP’den ve sizden, CHP’nin ve sizin neden olmadığınız bir gerginlikte “yumuşama” -ne demekse?- değil, biran önce “Neopatrimonyal sultanizmi” iktidardan indirmenizi bekliyor. CHP’ye ve size onun için oy verdi. Bu çok önemli ve büyük bir beklentidir ve bu tür beklentiler çok kırılgandır.

Dost acı söyler! Korkarım siz, sizden tam olarak ne beklendiğinin pek de farkında değilmiş gibi davranıyorsunuz. Bakın anlatayım.

“Ben erken seçim istemem. Onu millet ister.”........

© Muhalif