Hicret Ne Demekti?

Diyanetin İslam Ansiklopedisinde Hicret: “terk etmek, ayrılmak, ilgisini kesmek anlamında, kişinin herhangi bir şeyden bedenen, lisanen veya kalben ayrılıp uzaklaşması demektir; ancak kelime daha çok “bir yerin terkedilerek başka bir yere göç edilmesi” anlamında kullanılır” şeklinde ifade edilmiştir.

Modernleşme, asrileşme, daha açık bir ifade ile gavurlaşma sürecinde, birçok kavramımız asli hüviyetinden soyutlanarak, hakikate taalluk eden manasında uzaklaştı. Hatta hakikate taalluk eden mananın üstü örtüldü. İşte “Hicret” kavramı da bu girişimden nasibini alan kavramlarımızdandır.

Salt olarak fiziki bir yer değiştirmeye indirgenen Hicret, Resulullah’ın (sav) Mekke’den Medine’ye yaptığı yolculuğa karşılık bir eylem olarak değerlendirildiği için, aynı zamanda tarihsel bir vaka olarak yorumlandı. Böyle olunca da Hicretin ruhu öldü.

Allah’a ve Peygamberine muhalefet eden, Allah’ı ve Peygamberini yok sayan, Allah’ı Peygamberini devre dışı bırakan laik siyasetçiler, iktisatçılar, hukukçular, yaşam tarzını sekülerlilk – dünyevilik üzerine kuran toplumlar, dünyevi izim ve ideolojilere mensuplar, garip bir şekilde Hicret olayını kutlar oldular.

Hicretin en başta, itaat ve isyana, kabul ve redde, iktidar yapısına, nefsini ilah edinenlere karşı tavır almayı içerdiğini kimse bilmez, anlamaz ya da bilip anlamak istemez oldu. Dünyevi ideolojilere mensuplar, mensup oldukları........

© Mir'at Haber