Dünyevileşmişler, Dinime Dokunmayın
Müslümanların modernleşmesi ile başlayan süreç, bütün kadim değerleri, sabiteleri, kutsalları, ilahi, örfi, geleneksel olan bütün değerleri yerinden yurdundan etti. Hassaten II. Meşrutiyetle (çok daha öncesi olmakla beraber) başlayan hızlı gelişmeler, her alanda laikleşmeyi – dünyevileşmeyi meşrulaştırmak için, özellikle laik – seküler siyasetçiler ve aydınlar tarafından Din – İslam bir araç olarak kullanıldı, halen de kullanılmakta.
Avrupalı olmak ve onlar gibi yaşamak arzusuyla yanıp tutuşan bir avuç gavur zihniyet, gücü eline geçirince, emellerini gerçekleştirmek için Müslümanlara yapmadığı zulmü bırakmamıştı. İttihatçı zihniyetin başlattığı siyasal ve sosyal dönüşüm, askeri ve ekonomik dönüşümleri gölgede bırakacak derecede baskın hale gelmişti. Bu zihniyetin ilk hedefi şüphe götürmeyecek şekilde dinin her alandan sürgününü sağlamak, ellerinden gelirse İslamsız bir memleket, İslamsız bir toplum inşa etmekti.
Peki, Din olarak İslam laik seküler dünyevi egemenleri, onların toplumda hoparlör görevi gören aydın entelektüelleri neden bu kadar rahatsız etmektedir?
Şurasını ifade etmek gerekir ki, laik seküler dünyevi iktidarların bir yerde “dur”u yoktur. Laik seküler dünyevi iktidarların adli, ahlaki, hukuki, iktisadi içtimai ilkeleri yoktur. Günün şartlarına göre hareket ederler, haram helal, Allah peygamber tanımazlar. Onlar için,........
© Mir'at Haber
visit website