İslam yeryüzündeki bütün insanları Müslümanlar ve kâfirler olarak ikiye ayırır. Kâfirleri de kendi içinde, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık etmeyen kâfirler ve “Harbiler” olarak ikiye ayırır. Müslümanların dinine karışmayan, onlara husumet beselemeyen, düşmanlık etmeyen, ahitlerinde duranlar, tarih boyunca Müslümanlarla birlikte yaşamış, komşuluk etmiş, ticaret yapmış komşuluk ilişkileri sürmüştür.
Tarihsel süreçte bu türden kâfirlerle Müslümanlarda her daim iyi geçinmiş, haklarına hukuklarına riayet etmiş, herhangi bir haksızlıkta bulunmamıştır. Asırlarca beraber yaşamışlar, sevinçlerine ve üzüntülerine ortak olmuştur. Dinleri inançları, mabetleri ibadetleri farklıda olsa, birlikte yaşamının şer’i yolunu bularak nesiller boyu aynı ağacın gölgesinde gölgelenmişler, aynı pınarın suyundan içmişler, aynı derenin köprüsünden beraber geçmiştir.
Fakat kâfirler içinde İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık edenler, kin ve nefret besleyenler, ayağına çelme takmak, köprüden geçerken Müslümanları dereye atmak isteyenler de olmuştur. İşte böylelerine İslam Hukukunda “Harbi” adı verilmiş, Müslümanlarla olan hukuki boyutu değişmiştir.
İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık edenlerle hiçbir şart ve koşulda olumlu ilişki kurulması........