“La İlahe İllallah” Davası

Müslümanlık iddiası üç temel kaide üzerine oturur. Bunlar Ulûhiyet, Ubudiyet ve Rububiyettir. “La ilahe İllallah” davasını güdenler, bu üç temel kaideye riayet etmek mecburiyetindedir. Dolayısıyla Müslümanlığın esası da bu üç kaidede Allah’ı birlemekle alakalıdır.

Uluhiyet ilahlıkta, Ubudiyet ibadette, Rububiyet Rablikte, Allah’a canlı cansız hiçbir varlığı ortak koşmamak, Allah’a rağmen, Allah’ın yanında yöresinde herhangi bir varlığı Allah’a eş tutmamaktır. “La ilahe illallah” diyenler, bu sözün davasını güdenler, bu hususlara dikkat etmelidir.

“La ilahe illallah” davasını güdenler, bu dava üzerinden kendisini “Müslüman” olarak niteleyenler siyaseten, iktisaden, hukuken ve toplumsal alanlarda, Allah’ın sözünün üstüne söz söyleyemez, Allah’ın emirlerine muhalif hareket edemez. Söylenen söz bağlayıcıdır, kişiye muhayyerlik hakkı tanımaz.

“La ilahe illallah” davasını güdenler, zamanın şartları, maslahat gereği, çeşitli kazanımlar vb. savunularla, Allah’ın ilahlığına gölge düşüremez, bahsi geçen alanlarda Allah’ı (haşa) aciz göremez. Kendisine Müslümanım diyenler ister siyasetçi olsun, ister iktisatçı olsun, ister hukukçu olsun velhasıl ne olursa olsun, Allah’ın haram........

© Mir'at Haber