Bir Bardak Çayın Hikâyesi

Dumanı Üzerinde Bir Kültür, Bir Medeniyet Alışkanlığı

Bazı içecekler vardır; susuzluğu giderir.
Bazıları vardır; insanı durdurur.
Çay, işte o ikincisindendir.

Bir bardak çay; aceleyi yavaşlatır, sohbeti başlatır, kalbi yumuşatır. Sadece içilmez; beklenir, paylaşılır, eşlik eder.

Çayın Bulunuşu: Bir Yaprağın Kaderle Buluşması

Çayın hikâyesi, rivayete göre M.Ö. 2737 yılında Çin’de başlar. Çin İmparatoru Shen Nung’un kaynayan suyuna düşen birkaç yaprak, tarihin en uzun soluklu içeceğini doğurur. Önce şifa niyetiyle içilir, sonra alışkanlığa, ardından kültüre dönüşür.

Doğu’dan Batı’ya yayılan çay, İpek Yolu’nun sessiz yolcusu olur. Gittiği her coğrafyada başka bir anlam kazanır; ama özünü kaybetmez.

Çayın Anadolu’ya Gelişi: Sabırla Demlenen Bir Yolculuk

Çay, Osmanlı’ya kahveden çok sonra gelir. İlk ciddi adımlar 19. yüzyılın sonlarında atılır. Asıl kırılma noktası ise Cumhuriyet dönemidir. Zira Karadeniz’in iklimi ve toprağı, çayın kaderini Anadolu’ya........

© Mir'at Haber