menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GERÇEK MUCİZE OLAĞAN DA SAKLIDIR

12 0
12.12.2025

İnsânlarda olağanüstü olaylara karşı olan ilgi eğilimi daha fazladır. Buna mucize beklentisi demek de mümkündür. Mucize “acz” kelimesinden türetilmiştir ve etimolojik olarak aciz kılan anlamındadır. Bu sözlük anlamının ötesinde, mucize, peygamberler tarafından gösterilen ve buna şahit olan insânları şaşkınlık, hayret, idrâk ve akıl aczi içinde bırakan olağanüstü durumlara işâret etmektedir. Kur’ân’da mucize kelimesi geçmez ve bunun yerine daha çok âyet, burhan[1], beyyine[2] kavramları kullanılır. Bu nedenle Kamer/1. âyette yer alan “Ay’ın yarılması”, Kamer/2. âyette “âyet” olarak tanımlanmıştır. Mucizelerin bir özelliği de iki cins izafîlik/değişkenlik içermeleridir. Bunlardan biri zamana göre değişkenlik, diğeri ise bilgi ya da teknoloji düzeyine göre değişkenliktir.

İslâm’ın bakış açısından, mucizeler de dâhil olmak üzere, herhangi bir olayın ilmî bir çerçeve dışında kalması mümkün değildir. Çünkü: “Allah her şeye alîmdir[3] yâni her şey tamamıyla ve kemâliyle Allah’ın ilminin içinde yer almaktadır. Ama insânlar “Allah’ın ilminden bir şeyi ancak O’nun izin verdiği kadarını kavrar ve kuşatırlar[4]. Kısaca, İslâm açısından, mucize kategorisine giren bütün olaylar muhak­kak bir ilim çerçevesi içinde vuku bulmaktadır; ama bu ilmin pozitif ilimlerin bugünkü düzeyinin çok üstünde bir ilim olması gerektiği de açıktır. Şunu da vurgulamak gerekir ki; Hz. Peygamber’in risâletiyle birlikte kevnî/hissi mucizeler, yerini ilmi mucizelere terk etmiştir. Yani bakabilenler için “Ay’ın yarılması” kadar Ay’ın kendisi de Allah’ın bir mucizesi/âyetidir.

İşte Kamer/2-3. âyetleri kıyâmeti yalanlayan müşriklerin âyetler karşısındaki takındıkları tavrı bize şöyle anlatmaktadır: “Eğer onlar bir âyet/alâmet görseler, yüz çevirirler ve ‘bu sürüp giden bir büyüdür’ derler. Çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır.[5] Görülüyor ki, kıyâmeti inkâr edenler, bu kıyâmetin alâmeti olarak kendilerine gönderilen Hz. Peygamber’den ve O’nun getirdiği ilâhi mesajdan yüz çevirmişlerdir. Bunu yaparken de gözlerinin önünde ortaya çıkan ve Hz. Peygamber’in dilinden dökülen bu âyetlere “sürüp giden bir sihir” gözüyle bakmışlardır. Âyette geçen “müstemirr” kelimesi “sürüp giden/devâm eden” anlamındadır. Aslında bu kelime çok önemli bir noktaya işâret etmektedir. Şöyle ki; eğer “Ay’ın yarılması” objektif anlamda bir olay olsaydı, müşrikler bu anlık görüntüye “sürüp giden sihir” anlamında bir ifâde kullanmazlardı. Çünkü onlar, şimdiye kadar sihir kelimesini hep âyetler için kullanmış ve bunlar için........

© Mir'at Haber