SUDAN’DA VAHŞÎ BATININ SÖMÜRGECİ RUHU AZGINLAŞTI
SUDAN’DA VAHŞÎ BATININ SÖMÜRGECİ RUHU AZGINLAŞTI
Bugün “Batı” denince ben, Avrupa ülkelerini anlamıyorum. “Batı” kavramı Amerika’nın şahsında mündemiçtir. Medeniyetler Diyaloğu kitabında Roger Garaudy şunları ifade ediyor: “Batılılar 100 milyonu aşkın Amerika’nın asıl yerlisi olan Kızılderilileri öldürerek dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir soykırım yaptı. Bunun ardından üç yüz yıl süren köle ticareti sırasında en az yüz milyon Afrikalıyı da öldürerek bir başka akıl almaz soykırımı gerçekleştirmiştir. Tüm bu soykırımların altında Amerika’ya yerleşen ve bugünkü ABD’nin temelini atan Avrupa ülkeleri vardır.”
Bundan dolayı Avrupa ülkelerinin oluk oluk kanlar akıtarak yüz milyon Kızılderili’nin cesetleri üzerinde kurdukları ülkenin adıdır ABD… Onun içindir ki bugünkü Avrupa devletleri Amerika’nın karşısında hizaya geçerler. ABD’ye rağmen hareket edemezler. Sömürmek ve sömürerek semirmek bunların vaz geçilmez karakterleridir.
Son günlerde Sudan ve Nijer’de oynanmak istenen oyun da işte bu karaktersizlerin Afrika’da azalmakta olan ağırlıklarını tekrar canlandırmak ve sömürülerini artırarak sürdürmektir. Sudan, tek devlet iken Amerika kâfiri, güneydeki altın ve petrol yataklarına çökmek için bir sabah kalktıklarında Kuzey Sudan ve Güney Sudan diye ayrı iki devlete uyandırmıştır Sudanlıları 2011 yılında… Petrol kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’i Güney Sudan’da kalmıştır. Şimdi bu da yetmiyor batıdaki madenlere çökmek için ülkeyi yine karıştırdılar. Yakında “Batı Sudan” diye bir devlet daha kurulursa şaşmayın. Şu anda ülkede oluşturdukları vekâlet terör gruplarının, Sudan’ın batısında uyguladıkları katliam ve 14 milyon kişiyi, evlerini terk ettirmek suretiyle tehcire mecbur bırakmaları, Sudan’ı üçe parçalama çabasıdır. Vahşi Batı emperyalizminin taktiğinin; “Böl, parçala, yut” olduğunu bilmeyen yoktur.
Yer altı kaynaklarını sömürmenin yanında, Sudan yönetiminin Filistin davasında aktif bir tutum takınması ve Hamas başta olmak üzere Filistinli direniş hareketlerine aktif şekilde destek sağlaması da söz konusu olunca, Sudan’ın zayıflatılması, hatta tamamen etkisiz kılınması, ABD öncülüğündeki Siyonist yaklaşımın öncelikleri arasına girmişti. Ayrıca Türkiye’nin Afrika açılımı ve bu sayede Türkiye’nin Afrika ülkelerinde kredisinin artması ve Batılı emperyalistlerin itibar kaybetmeleri de emperyalistleri epey rahatsız ediyordu.
Türkiye’nin, TİKA sayesinde götürdüğü -sömürge temeline dayanmayan- insani hizmetler, Afrika halkına verilmiş bir değerdi. Onlar siyah kıtada beyazlardan hiç........© Mir'at Haber





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein