Adaletle Yürünen Tevhid Yolu

Adaletle Yürünen Tevhid Yolu

A‘râf sûresinin 29. ayeti, bugün Müslüman insanın en temel arayışlarından birine, Allah’a yönelişin nasıl sahici ve tutarlı kılınacağına çarpıcı bir cevap sunuyor. Ayetin çağrısı, “ihlas (sadece Allah’a kulluk)” olarak ifade edilen bir duruşa işaret ediyor: Hayatı adalet üzerine kurmak, ibadeti gösterişten arındırmak ve sadece Allah’a yönelmek. Günümüz Müslümanın karşılaştığı problem, ibadetlerin kalıplaşmış formlarında kaybolan samimiyet meselesidir. Peki, söz konusu ayet bu noktada bize ne anlatıyor? Ayet, görünürdeki bir dinî emirden çok daha fazlasını içeriyor. İnsanı hem niyet hem yöneliş bakımından köklü bir içsel dönüşüme davet ediyor. Ayrıca dua, kıble, adalet ve diriliş temalarını aynı eksende birleştirerek sağlam bir tevhid perspektifi sunuyor. İşte bu yazıda A‘râf 7/29’un bu çağrısını bugünün zihin dünyasıyla buluşturmaya çalışacağım.

Tevhid, Adalet ve Allah’a Yöneliş

İnsan, hayatını adalet ve tevhid (Allah’tan başka ilah olmadığı inancı) üzere kurmalı; ibadetinde, yönelişinde ve yardım arayışında yalnız yüce Allah’ı merkeze almalıdır. O, tüm benliğiyle Allah’a teslim olup şirkten arınmadan gerçek bir dua ve tevekkül bilincine ulaşamaz; çünkü hidayet, yardım ve korunma yalnızca samimiyetle Allah’a yönelenlere nasip olur. Ayrıca onun, doğduğu gibi öldükten sonra diriltileceğine ve yaptığı her şeyin hesabını vereceğine kesin olarak inanması gerekir: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi doğrultun. Ve dininizi yalnız O’na halis kılarak dua edin. Sizi ilkin yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.” (el-A`râf 7/29). Ayetteki “Rabbim adaleti emretti.” ifadesi, aşırılıktan uzak dengeli bir tutumu emretmesinin yanında Allah’tan başka ilah olmadığı şeklinde de yorumlanmıştır. Zira şirk, zulüm (Lokmân 31/13) olunca tevhid de........

© Mir'at Haber