EHL-İ SÜNNET: İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ANA CADDE VE SAPMA HAREKETLERİ
EHL-İ SÜNNET: İSLAM DÜŞÜNCESİNDE ANA CADDE VE SAPMA HAREKETLERİ
Tarihsel Süreçte Sapmaların Başlangıcı
Müslüman toplumunda dinî sapma hareketleri, ilk olarak Hz. Peygamber’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) vefatını takip eden dönemde, özellikle Hz. Ebubekir (Radiyallahu anh) zamanında ortaya çıkan zekâtı reddetme ve irtidat olaylarıyla kendini göstermiştir. Bu süreç, Hz. Osman’ın (Radiyallahu anh) şehadetiyle birlikte siyasi ve itikadi bir boyut kazanarak hızlanmıştır. Tarih boyunca, bu sapmaların önderleri, söylemleri ve ortaya çıktıkları coğrafyalar değişkenlik göstermiş olsa da, temelde yatan sebepler benzerlik arz etmektedir. Siyasi ihtilaflar, yeni Müslüman olmuş toplulukların önceki kültürel kodlarının etkisi, aklı naklin (vahyin) önüne geçirme temayülü ve nihayetinde modern dönemde İslam’ı çağdaş değerlerle uzlaştırma çabası, bu sapmaların başlıca motivasyon kaynakları olarak tespit edilebilir.
Ehl-i Sünnet’in Tanımı ve Merkezi Konumu
Ehl-i Sünnet, sadece belirli bir fıkhî mezhep değil, aksine İslam düşüncesinin ana gövdesini ve özünü teşkil eden bir çerçevedir. Bu çerçeve; Kur’an’ı ana kaynak kabul eden, Peygamber Efendimiz’i Kur’an’ı pratiğe döken en mükemmel örnek ve rehber olarak gören, onun sünnetine titizlikle tabi olan, ilk nesil sahabeleri dinî bilgiyi aktarmada “âdil” kabul eden ve onların yolunu takip eden Tâbiîn ile Etbâu’t-Tâbiîn neslinin anlayışını referans alan bir yapıdır. Ayrıca, bu temel üzerine inşa edilmiş, belirli bir ilmî metotla Kur’an ve Sünnet’ten içtihatlar yapan ulema geleneğini ve on dört asrı aşkın bir süredir Müslüman toplumlarda tatbik edilen pratikleri kapsar. Bu yönüyle Ehl-i Sünnet, İslam’ın ana caddesi ve koruyucu kalesidir. Bu merkezî çizgiden uzaklaşmak, bid’at ve dalâlet olarak nitelendirilen sapkın anlayışlara yakınlaşmak anlamına gelir.
Ehl-i Sünnet çizgisinde olmak Müslümanlığın gereği, onu korumak ve yaşatmak Müslümanın gayesi olmalıdır. Onu korumak, dinin aslına sadık kalmak için zorunludur.
Ehl-i Sünnet’i korumadığınız zaman kargaşaya, ümmetin birliğini dağıtmaya, her insanın dinden ne anladığının din olduğuna zemin hazırlarsınız. Günümüzde bazı insanlar kalkmış “geleneği reddediyoruz” diyerek dinden anladığını din zannediyor
Sapkın Dini Söylemlerin Analizi: Metodsuzluk ve Toplumsal Tehlike
Bahsi geçen şahısların en belirgin özelliklerinden biri, itikadi bir mezhebe olan bağlılıklarını açıkça beyan etmemeleridir. Bu durum, halk nezdinde kendilerini Ehl-i Sünnet olarak algılanmalarına yol açmakta; dolayısıyla söylemlerine itibar eden samimi Müslümanların itikatları, farkında olmadan ifsada uğramaktadır. Ehl-i Sünnet’i doğrudan hedef almak yerine, stratejik bir söylemle “geleneksel İslam”a itiraz ettiklerini iddia ederek bir telbis (kavram kargaşası) ortamı oluştururlar.
Bu grupların dikkat çekici bir diğer yönü ise, kendi içlerinde hiçbir temel dini mesele üzerinde uzlaşıya varamayacak derecede dağınık ve tutarsız olmalarıdır. Örneğin, kabir azabı, şefaat veya kadına yönelik bazı hükümler gibi konularda dahi aralarında mutabakat bulunmaz. Daha da ilginci, kelam ve akaid gibi derinlik ve uzmanlık gerektiren konuları tartışmaya açan bu kişilerin büyük çoğunluğu, günlük ibadet ve muamelelerde (abdest, cenaze, nikah vb.) Hanefi veya Şafii gibi köklü fıkıh mezheplerinin kurallarını pratikte taklit etmektedir. Bu durum, onların ilmi seviyelerinin........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein