KUR’AN’DA İSTİKBÂR VE MÜSTEKBİR

Kur’an büyüklük taslayanlara, kibirlilere; hem ‘müstekbir’, hem de ‘mütekebbir’ diyor.

-Kibir (büyüklenme)

Bunların aslı ‘ke-bu-ra’ fiilidir. Bu da bir şey büyük oldu, çok oldu, daha çok, daha yaşlı, daha ağır oldu demektir.

Bunun masdarı olan ‘kibir’; büyüklenmek, ululuk ve büyüklük taslamak, küstahça böbürlenmek, kendini ulaşılmaz görmek demektir. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 13/10-11. el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 635-636)

Ahlâkî bir zaaf olarak ‘kibir’; kendini başkalarından üstün görüp onları aşağılamak, onlara tepeden bakmaktır. Farklı açılardan kendisinin üstün (rüchaniyeti) olduğunu sanmak, kendi belirlediği statatüye uymayanları değersiz, aşağı, alt sınıf görmektir.

İnanç (akide) açısından kibir; İslam’ı kabul etmeyenlerin kendilerini büyük ve güçlü görerek, Allah’a kulluk yapmayı küçümsemeleridir. Kuşkusuz en büyük, en haksız, en zalim kibir hakkı kabul etmekten yüz çevirmek, Allah’a ibadeti kendine yakıştırmamaktır.

Bu anlamda kibir, şeytanî bir anlayış ve sıfattır. Çünkü Rabbine karşı ilk defa kibirlenen, kafa tutan, emrine büyüklenerek karşı çıkan İblis oldu. (Bkz: Sâd 38/74. Bakara 2/34. A’raf 7/11. İsrâ 17/61. Kehf 18/50. Tâhâ 20/116)

Küfrün, yani Hakikati inkârın en önemli sebebi kibirdir. Kibirli kimse, kendini çok büyük gördüğünden bir peygambere ve onun anlattığı gerçeklere kulak asmaz. Zira o peygamberi ve davetini kendinden aşağı görür.

Hatta kimileri Allah’a karşı bile kibirlenir, O’na ve tehditlerine aldırmaz, O’na ihtiyaç duymaz, O’nun önünde eğilmeyi; kendi hevâsı (aşırı istekleri) dururken, Allah’ın emirlerine uymayı gururuna yedirmez.

Kur’an’da kibir ve küfür ve şirk manasında kullanılıyor. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 13/12) (Bkz: Mü’min 40/60)

Bu şekilde kibirlenmenin bir benzeri istiğna duygusudur. Yani kendini yeterli görme, Allah’a ihtiyacı olmadığını sanmadır. İnsanın azması, ibadetten yüz çevirmesi, haddini aşarak haksızlığa meyletmesi bu istiğna duygusu ve kibir anlayışı yüzündendir. (Alak 96/6-7)

Kibir, tekebbür (mütekebbir), istikbâr (müstekbir), kibriyâ, ekber kelimeleri ‘ke-bü-ra’ kökünden türemiştir. Bu fiilden türeyen bütün kelimelerde büyüklük veya büyüklenme ile ilgili anlamlar vardır.

‘Kibriyâ’, mutlak izzet ve iktidar demektir ki yalnızca Allah hakkında kullanılır. (Câsiye 45/37)

Bu fiilin ‘ke-bi-ra’ kalıbı; yaşlı oldu, bunun masdarı ‘kiber’; yaş itibariyle büyük (ihtiyarlık), ‘kebâir ve kebîra’; büyük günah, ‘ekâbir’; büyükler grubu, ‘keb-be-ra-tekbîr’; ta’zim etmek, tekbir getirmek-Allahu ekber demek anlamlarına gelir. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 13/11-12)

‘Ekber-en büyük’ demektir. (Ankebut 29/45) Müslümanlar Allah’a ait........

© Mir'at Haber